Fransa kralı 16. Louis -Fransız İhtilali sırasında monarşi yıkılmadan önceki son kral- iken kraliyet başcelladıydı. 40 yıl boyunca Paris'teki idam cezalarından sorumlu oldu. Kendi elleriyle kralın kendisi de dâhil 3000'e yakın idam gerçekleştirmiştir.
Vlad Tepeş (Vahşi Savaşçı)
Eflak'ın en önemli hükümdarlarından birisidir. Romanya'da ulusal kahramandır. 3. Vlad'a kazıklı voyvoda -Eflak ve Boğdan lortlarına verilen unvan- da denir. 1442 yılında Eflak tarafından Osmanlı'ya rehin verilmiştir. Fatih Sultan Mehmet, beraber derslere girdiği Vlad'ı Eflak prensi olarak atadı. Cesur ve zeki birisi olan Vlad zamanla Osmanlı'ya vergi vermemeye başladı. Kendi hükmü altındaki insanlar dâhil çevre ülkelere zulüm etmeye başladı.
Kendi insanı Vlad'a Tepeş -Cellat-, Macarlar Drakul -Şeytan- derlerdi. Fatih'in Karadeniz fethindeyken, başkaldırı yapan Vlad eline geçen Türk esirleri kazığa oturtmuştur. Sonrasında Fatih'e karşı ağır yenilgi alıp Macaristan'da hapse tıkılmıştır.
Jeanne d'Arc (Yönetici)
1412 - 1431 yılları arasında yaşamış olan Fransız azize. Lakabı Orléans'ın Bakiresi'dir. Yüzyıl Savaşları'nda oynadığı rolle kahraman olarak görülür. Orléans Kuşatması'na katılıp İngilizlere karşı savaştı. Elde ettiği zaferler sonrasında Compiégne'de Burgonyalı hizip -İngiltere ile müttefik olan Fransız soylular- tarafından yakalandı. Sonrasında İngiltere'ye teslim edildi. İngiltere'den taraf olan piskopos Pierre Cauchon tarafından yargılandı. Cauchon'un onun suçlu olduğunu bildirmesinin ardından yakılarak öldürülmüştür.
Fergus mac Róich (Kılıç)
Krallığı tarafından kandırılıp Conchobar mac Nessa'nın ihanetine uğramış birisidir. Bunun üzerine Conchobar'ın düşmanı aşkı Connacht'ın kraliçesi Medb ile güçlerini birleştirip Cooley'deki Sığır Baskını'nda yer almıştır. Fergus'un kocaman ve seks konusunda kusursuz olduğu söylenir. Fergus, bir dönem Ulster'de krallık yapmıştır. Ness ile -Conchobar'ın annesi- evlenmek ister. Ness, ancak oğlu Conchobar'ın bir yıl kral olmasına müsaade ederse onunla evleneceğini söyler. Ulster'in soyluları çocuğun sadece lafta kral olacağını garanti ederler. Ancak Conchobar, annesinin yardımıyla ülkeyi çok akıllıca yönetir ve soylular onu Fergus'un yerine kral yaparlar. Ailill, Medb ile gölde yüzdüğünü gördüğü Fergus'u kıskanıp kör kardeşi Lugaid Dalleces'e suda bir geyiğin olduğunu söyler. Bunun üzerine kardeşi Ailill'in sözlerine uyup mızrak fırlatır. Mızrak Fergus'un göğsüne isabet eder. Sudan çıkan Fergus, göğsündeki mızrağı çıkarıp Ailill'in tazısını öldürür ve oracıkta ölür.
Diarmuid Ua Duibhne (Mızraklı)
Diarmid O'Dyna olarak da bilinir. Lakabı "Aşk Benli"dir. Yarı Tanrı'dır ve Donn'un oğludur.
Fianna lideri Fionn mac Cumhaill'in müstakbel eşi Gráinne'nin aşkı olarak bilinir. Diarmuid yetenekli bir savaşçıydı. Bir savaşta tek başına 3400 savaşçıyı öldürüp Fionn ve Fianna'yı kurtardığı söylenir.
Gáe Buidhe (Sarı Mızrak) ve Gáe Dearg (Kırmızı Mızrak) adında iki mızrak kullanıyordu. Mızrağıyla açtığı yaralar iyileştirilemezdi. Ayrıca üvey babası Aengus'un ona verdiği ölümcül kılıcı Móralltach (Büyük Gazap) -ilk vuruşta kişinin işini bitiriyordu- ve Beagalltach (Küçük Gazap) adında bir kılıcı vardı.
Diarmuid'un hikâyesi:
Diarmuid çok yakışıklıydı. Bir gece avlanırken gençliğin canlı örneği bir kadınla tanıştı. Kadın onunla yatarken, gözünün altına büyülü bir aşk beni koydu. Aşk beni, ona bakan kadınların âşık olmasına yol açıyordu. Babası Donn, Fianna'nın bir savaşçısıydı. Donn bir akşam ziyafetinde dikkat çeken Aşk ve Gençlik Tanrısı Aengus'un kâhyasının oğlu Congus'u kimse bakmıyorken öldürdü. Aengus, Congus'u yaban domuzu olarak tekrar diriltti. Ancak kâhyanın gerçeği ortaya çıkarması için Fionn'a ihtiyacı vardı. Gerçeği öğrenince Diarmuid'i lanetledi.
Diorruing, birkaç tane eşi olan Fionn'a, son eşi öldükten sonra İrlanda'nın yüce kralı Cormac Mac Art'ın kızı Gráinne ile evlenebileceğini söyledi. Gráinne Fionn'un oğlu Oisín veya torunu Oscar ile evlenmeyi düşünüyordu. Nişanlısının büyükbabası olacak yaşta olması onu hayal kırıklığına uğratmıştı. Fionn ile evlenmemeye karar verip Fianna'nın en iyi şövalyelerinden biriyle kaçmayı düşünüyordu. Oisín, Oscar, Diarmuid, Caílte ve Diorruing dışında tüm konukların şaraplarına ilaç kattı. Önce Oisín'e yanaştı ve reddedildi. Sonra Diarmuid'a gitti. Diarmuid da Fionn arkadaşı ve lideri olduğu için kurlarına karşılık vermedi. Gráinne Diarmuid'a onu takip etmesi gerektiği konusunda bir geas uyguladı. Arkadaşları Diarmuid eğer Fionn ve müstakbel eşi arasına girerse öleceği için üzüldüler. Diarmuid saraydan ihaneti yüzünden peşine düşüleceğini bilerek ayrıldı. Diarmuidlerin peşlerine düşen adamlar kaçmalarına izin vermek istediler ama Diarmuid o adamların onurlarına leke sürmemek için bunu reddetti. Sonrasında kaçmayı başaran Diarmuid ve Gráinne eski hayatlarından kimseyi görmeden birkaç yıl beraber yaşadılar ve çocukları oldu. Bu sırada Diarmuid bir hisar inşa etti. Gráinne Diarmuid'i arkadaşlarını ve akrabalarını bir ziyafete çağırması yönünde ikna etti. Davete Fianna ve Fionn da katıldı. Fionn, Diarmuid'i yaban domuzu avına çağırdı. Diarmuid yanına sadece kısa kılıcı Beagalltach'ı ve Gáe Buidhe'yi aldı. Bunlar en iyi silahları değildi. İnsanları ve tazıları öldürmüş dev bir yaban domuzu Diarmuid'e boynuzuyla saldırdı. Fionn'un ellerinden içilen su iyileştirme gücüne sahipti. Fionn avucuna su alırken iki kez parmaklarının arasından akıp gitmesine izin verdi. Sonrasında Oisín ve Oscar'ın tehditleri üzerine üçüncü kez Diarmuid'e su getirdi ama
Diarmuid çoktan ölmüştü -Diarmuid'u öldüren Congus'tu-. Aengus, Diarmuid'in cesedini alıp ne zaman kahramanla konuşmak isterse onu canlandırabileceği Brugh'a götürdü.
Dipnot:
Donn, Keltler'in atasıdır ve Ölüm Tanrısı olduğuna inanılır.
Fionn mac Cumhaill (Mızraklı); Efsanevi avcı ve savaşçıdır. Finn Mac Cool olarak da bilinir. Fianna şövalyelerinin başıdır.
Fianna, küçük, yarı bağımsız savaşçı grubudur.
Geas, zorunluluk veya yasak olsun, ant içmeye benzeyen bir tabudur. Geasa maruz kalan birisi geasını ihlal ederse, onuru iki paralık olacaktır hatta ölecektir. Diğer yandan geasa uymanın güç getireceğine inanılır.
Anne Bonny ve Mary Read (Süvari)
Anne Bonny, Karayipler'de faaliyet gösteren İrlandalı korsandır. En meşhur kadın korsanlardandır. Anne, İrlanda'dan Londra'ya geçip Carolina Kolonisi'ne katılmıştır. 1715 civarı evlenmiştir -15 yaş civarı-. Sonrasında Bahamalar'daki Nassau'ya gitmiştir. John Rackham namıdiğer Patiska Jack ile burada tanışmıştır. Jack'in korsan ortağı ve sevgilisi olmuştur.
Mary Read, İngiliz korsandır. Anne ile beraber en meşhur kadın korsanlardandır. 1685'de doğan Mary, erkek gibi giyinirdi.
1715 civarı eşinin ölümü üzerine Batı Hint Adaları'na gitmiştir. 1720'de John Rackham ile tanışıp tayfasına katılmıştır. 1720'de Rackham, Mary ve Anne yakalanmıştır. Rackham vakit kaybetmeden infaz edilmiştir. Read ve Bonny hamile olduklarını söyleyip infazı geciktirmişlerdir. Read 1721'de yüksek ateşten ötürü hayatını kaybetti.
Wolfgang Amadeus Mozart (Büyücü)
35 yıllık hayatında tarihteki önemli bestekârlardan biri olmayı başarmıştır. Daha çocukken org ve keman çalabiliyordu. Beş yaşında beste yaptı. Ölmeye yakın en bilindik senfonilerini, konçertolarını ve operalarını besteledi, Requiem'in bir bölümünü yazdı. 600'den fazla bestesi vardır.
Gilles de Rais (Kılıç)
1405 - 1440 tarihleri arasında yaşamış olan bir şövalyedir ve Jeanne d'Arc'ın silah arkadaşıdır. Fransa'daki en eski ve soylu ailelerden birisi olan Montmorency ailesinin bir mensubudur. Bu yüzden Gilles Montmorency-Laval olarak da bilinir. Annesini ve babasını erken yaşta kaybettiği için kendisine büyükbabası Jean de Crao bakmıştır.
Çocukluğunu ve gençliğini ağırlıklı olarak erkeklerin bulunduğu ortamlarda geçirmiştir. İlk cinsel deneyimini erkek kuzeniyle yaşamıştır. 16 yaşına geldiğinde zengin bir kadın olan
Catherine de Thouars ile evlenen Gilles kısa süre sonra orduya katılmıştır. 1427'den 1435'e kadar kraliyet ordusunda komutan olarak görev yaptı. Jeanne d'Arc ile beraber Yüzyıl Savaşları'nda İngiltere'ye ve Burgonyalı müttefiklerine karşı savaşmıştır. Burada 7. Charles tarafından kutsanarak mareşal rütbesine yükseltilmiştir.
Savaşmaktan iyice yorulan Gilles, Jeanne d'Arc'ın idam edilmesinin ardından 1434-35'te ordudan emekli olup zevke düşkünlüğü yüzünden etrafa para saçmıştır. Parasını kendi derlemesi olan abartılı bir oyunu sahneleyerek bitirmiştir. O sıralar eski servetini ona kazandıracağı sözünü veren Antonio François Prelati ile tanıştı. Büyü ile ilgilenmeye başladı. Şeytanın da yardımıyla metali altına dönüştürmeye çalıştı. Prelati'nin de cesaretlendirmesiyle şeytanın dikkatini çekebilmek için ilk cinayetini işledi. Hizmetkârlarının kaçırdığı çocuklara türlü türlü işkenceler yapıp onları öldürdü.
Yaşları 6 ila 18 arasında değişen erkek çocuklara -mecbur kalmadıkça kız çocuklarını öldürmüyordu- diri ya da ölü olarak tecavüz edip bedenlerinden ayırdığı başlarını günlerce
sevip okşarmış. Ölen çocukları nekrofil (ölüsevici) olan Prelati'ye veriyormuş. 1440'da karısının olanlardan şüphelenmesi üzerine gerçekler ortaya çıkmış.
1440 yılında Papaz Jean de Ferron ile şiddetli şekilde tartışan Gilles de Rais, onu kaçırıp hapsettirdikten sonra kiliseyi karşısına aldı. Bu nedenle de şatoya gelen okçular tarafından tutuklandı. Şatoda bulunan insan kemikleri ve diğer delillerle pek çok farklı suçtan yargılanan soylu, ilk başta suçlamaları reddetse de daha sonra her şeyi itiraf etmeyi kabul etmiş. Yüzlerce çocuğu öldürdüğünü söyleyen cani, 27 Ekim 1440’da iki yardımcısıyla birlikte idam edildi -önce asılıp sonra yakıldılar-. 1697'de Charles Perrault tarafından yazılan "Mavi Sakal" masalının Gilles'ten ilham alındığına inanılıyor.
Dipnot: Bazı kaynaklarda Gilles de Rais'in itiraflarının işkence altında yaptırıldığı öne sürülmektedir. Bazılarına göre Gilles, Engizisyon tarafından kurban edilmiştir. Ayrıca mareşalin ölümünden sonra bütün topraklarını ele geçiren Breton Dükü'nün de olayda parmağı olduğu düşünülmektedir.
Mavi Sakal Masalı: Mavi Sakal, birçok insanın kendisinden çirkin ve korkunç mavi sakalı yüzünden korktuğu zengin bir soyludur. Üç kere evlenmiştir ancak kimse evlendiği kadınlara ne olduğunu bilmemektedir ve bu yüzden bölgede yaşayan bütün kızlar ondan kaçarlar. Bir gün komşularından birini ziyaret eder ve kızlarından biriyle evlenmek istediğini bildirir. Kız kardeşler evlenmesi için birbirlerini öne sürerler ve sonunda Mavi Sakal ile evlenmek en küçük kardeşin üzerine kalır. Bir süre sonra Mavi Sakal bir yolculuğa çıkacağını bildirir. Karısına şatodaki bütün kapıların anahtarlarını vererek yola çıkar. Bu anahtarlar arasında karısını girmemesi konusunda kesinlikle uyardığı küçük bir odanın anahtarı da vardır. Küçük kız, kız kardeşini, arkadaşlarını ve kuzenlerini davet edip şatoda parti verir. Parti sırasında odalara bakmaya başlar. Yasak odada gördükleri onu dehşete düşürür. Yerler kanla kaplıdır ve duvarlarda Mavi Sakal'ın önceki eşlerinin cesetleri
asılıdır. Üstelik küçük anahtara da yerdeki kan bulaşmıştır. Anahtarın üzerindeki kan lekesi anahtar büyülü olduğu için ne kadar uğraşsa da çıkmaz. Şatoya dönen Mavi Sakal daha eşini görür görmez durumu anlar ve onu hemen öldürmeyi düşünür. Partidekiler ise hemen evlerine dönerler ve hiç kimseye olanlardan bahsetmezler.
Mavi Sakal tam kızı öldüreceği sırada küçük kız kardeşin kız kardeşi ve erkek kardeşleri gelip Mavi Sakal'ı arkasından vurarak öldürür.
Siegfried (Kılıç)
Efsanevi Cermen kahramanıdır. Kılıcı Balmung'a ve görünmezlik pelerinine sahip olduğu söylenir. Atının adı Grani'dir -Odin'in atı Sleipnir'in soyundan gelir-.
Hikâyesi;
Sigmund'un -Siegfried'in babası- kız kardeşi Signy'nin düğününde tuhaf birisi bir kılıçla çıkagelir. Bu kişi bilgelik, iyileştirme, ölüm, kraliyet, savaş, zafer, büyü, şiir ile ilişkilendirilen Tanrı Odin'dir.
Kılıcı salonun ortasında büyüyen Barnstokkr ağacına sokup "Kılıcı ağacın gövdesinden çıkaran kişiye hediye edeceğim ve eline bundan daha iyi bir kılıç geçmeyecek" der. Çıkarmaya çalışan herkes başarısız olurken, Sigmund kolayca çıkarır. Kral Siggeir açgözlü olduğu için Sigmund'a üç kez ağırlığınca altın sunar ama Sigmund kılıcı vermez. Kral sinirlenip gizlice kılıcı Sigmund'tan çalmak için planlar yapar. Sonunda babasını öldürüp onu ve tüm kardeşlerini yakalar. Sigmund diri diri gömülürken Signy gizlice kılıcı ona verir. Sigmund ailesinin intikamını aldıktan sonra birkaç savaşta bu kılıcı kullanır. Sigmund'un son savaşı sırasında Odin kılıcı kırar. Sigmund'un karısı Borghild kırılan kılıcı alıp oğulları Siegfried için saklar. Bir süre sonra cüce demirci Regin gelip Siegfried'i eğitmeye başlar. Siegfried'e bir hazineyi koruyan güçlü ejderha Fafnir'den bahseder. Siegfried'ten onu öldürmesini ister. Siegfried bunu, öyle bir canavarı kesebileceği bir kılıç yapılması şartıyla kabul eder. Regin kendinden emin bir şekilde Siegfried'e çok iyi bir kılıç yapar ancak
Siegfried kılıcı beğenmeyip örsün üzerinde kırar. Regin ikinci denemesinde olağanüstü bir kılıç yapar ancak Siegfried yine kırar.
Siegfried ona Gram'in -ağaçtaki üstünlük kılıcı- iki parçasını verir. Sonunda istediği kılıcı alan Siegfried Fafnir'i öldürür.
Fafnir'in kanı sayesinde kuş dilinden anlamaya başlar. Kuşların öğüdü üzerine büyülü uykuda olan savaşçı bakire Brynhild'ten bilgelik öğrenmeye gider.
İtaatsizliği yüzünden Odin tarafından uyumaya mahkûm edilen Brynhild'i uyandıran Siegfried ona âşık olur -karşılıklı-. Burgonya kralı Gjuki, hazinesiyle gelen Siegfried'i içeri davet eder, o sırada eşi Grimhild Siegfried'un çok işe yarayacağını anlar ama bunun için Brynhild ile evlenmemesi gerekmektedir. Bu sorunu çözmek için Siegfried'e büyülü bir içki içirir. Siegfried aşkını unutur. Siegfried, Grimhild'in kızı Kriemhild ile evlenir. Kriemhild'in erkek kardeşi Gunnar da Siegfried'in yardımıyla Brynhild ile evlenir -yardım sırasında Siegfried her şeyi hatırlar ama çaktırmaz-. Bir zaman sonra Brynhild ve Kriemhild kimin kocasının daha üstün olduğu konusunda tartışmaya başlarlar. Tartışma sırasında Kriemhild, Gunnar'ın Siegfried yardımıyla Brynhild ile evlendiğini söyleyip ispatlar. Öfkeden deliye dönen Brynhild intikam alma planları yapar. Brynhild kocasıyla konuşup Siegfried kadar ünlü bir savaşçıyı aynı çatı altında barındırmanın teşkil ettiği tehlikeden bahseder. Gunnar, kan kardeşi Siegfried'e zarar vermek istemese de hazinesi aklını çeler. Cinayeti küçük kardeşi Guthormr'a işletecektir.
Gunnar (Gunther) ve Hogni (Hagen), güç ve para teklif ederek kardeşleri Guthormr'u ikna ederler. Guthormr uyumakta olan Siegfried'e kılıcını saplar, uyanan Siegfried onu ortadan ikiye ayırır ama sonrasında ölür -Av sırasında sırtına mızrak yiyerek öldürüldüğü de söylenir-:
Nibelungen Destanı'na göre Siegfried Fafnir'i öldürdükten sonra kanında yıkanıp çok sert bir bedene sahip olur, böylece hiçbir silah işlemez -sırtında ağaç yaprağı ile kapatılan yer hariç-. Siegfried, Hogni ve Gunnar ormanda nehre kadar yarışırlar. Birinci gelen Siegfried su içmek için eğildiği sırada Gunnar sırtına mızrak saplar ve Siegfried orada ölür.
Marie Antoinette (Süvari)
16. Louis'in eşidir. Fransız İhtilali sırasında monarşi yıkılmadan önceki son kraliçedir. İhtilal sırasında ülkenin yaşadığı ekonomik krizde savurgan oluşuyla suçlanmıştır. İhtilal Mahkemesi'nde yargılanıp vatana ihanetten ötürü idam edilmiştir.
Elizabeth Báthory (Mızraklı)
Báthory ailesinden bir soyludur. Macaristan Krallığı'nda -şu an Macaristan, Slovakya ve Romanya'yı kapsıyor- toprak sahibiydi.
Guinness Rekorlar Kitabı'na en çok insan öldüren kadın katil olarak geçmiştir.
1590 - 1610 yılları arasında dört iş birlikçisiyle yüzlerce genç kadına işkence edip öldürmekle suçlanmıştır. Kanlı Kontes olarak da bilinir. Köylerden genç kızları toplayıp kanlarıyla banyo yaptığı söylenir. Bunu yapma sebebi, genç kalacağına inanmasıdır.
Kiyohime (Vahşi Savaşçı)
Anchin adındaki yakışıklı bir lamaya -Buda rahibi- kaldığı köyde -Dojoji ve Kumano arasında- muhtarın kızı Kiyohime âşık olur. Kendisinin bir süre evinde kalmasını ister. Anchin bu isteği geri çevirip yolculuğuna devam eder. Kiyohime'nin ısrarı üzerine Kumano'dan dönünce evinde kalacağı sözünü verir. Ancak geri dönmez. Kiyohime seyahat edenlere sorup Anchin'in izini bulur ve peşine takılır. Anchin onu reddedince öfkeden deliye döner. Anchin, Kumano Tanrısı'na yakarır ve Kiyohime kendinden geçer.
Kiyohime'nin yüzü öfkesinden ötürü yılana dönüşür. Anchin Hidaka Nehri'ni geçerken sandalcıya Kiyohime'yi karşıya geçirmemesini söyler. Nehre atlayan Kiyohime devasa yılana dönüşür. Anchin Dojoji'ye gelip sığınma talep eder ama kimse onu ciddiye almaz. Kendisini çanın içine saklarlar. Yılan gelip çanı yakar ve sonrasında intihar eder.
Spartaküs (Vahşi Savaşçı)
Trakyalı gladyatördür. Gladyatörlüğü sırasında Crixus, Gannicus, Castus ve Oenomaus gibi isimlerle birlikte Üçüncü Köle Savaşı'nda kaçan köle liderlerden biridir. Bu savaş, Roma İmparatorluğu'na karşı yapılan büyük bir köle ayaklanmasıdır. Gladyatör yapılma sebebi kuvvetiydi. Ayaklanmadan sonra pek çok köle sahibini öldürüp Spartaküslerin yanına geldi. İkiye bölünen özgürlük peşindeki kölelerden Crixus tarafı Roma lejyonları tarafından yenilgiye uğratıldı. Alpler'i geçip Roma topraklarından ayrılmaya
çok yakın olan Spartaküs, Crixus'un yenilgisi sonrası fikrini değiştirip Sicilya'yı ele geçirme planı yaptı. Sicilya sonrası hedef Roma olacaktı.
Sicilya'ya deniz yoluyla geçmek için korsanlara para versin diye gönderilen Spartaküs'ün adamları, Messina'da korsanlar tarafından öldürüldü -Roma daha önce davrandı-. Sonrasında Spartaküsleri köşeye sıkıştıran Roma ordusu 40.000 kadar kişiyi öldürdü. Spartaküs'ün savaş meydanında öldüğü söylenir.
Neron (Kılıç)
Milattan sonra 37 - 68 arasında Muhafız Kıtası'nın onayıyla imparator olmuştur. Neron'un annesi Genç Agrippina, hayatında ve kararlarında imparator oluşunun beşinci yılında başından savıp öldürtene kadar etkili olmuştur. Çeşitli oyunlarda rol almayı ve tiyatro izlemeyi seven Neron, imparatorluğu yönetmeye pek zaman ayırmazdı. Neron; şarkılar söyler, dans eder, gladyatörlerle dövüşürdü.
Neron imparatorluğunun ilk yıllarında Muhafız Kıtası'nın başı Sextus Afranius Burrus, annesi ve Genç Seneca tarafından yönlendiriliyordu. Zamanla daha aktif bir rol oynamaya başladı.
Herkesin saygı duyup korktuğu komutan Corbulo, Roma - Part Savaşı'nda başarılı bir sonuç elde etti. Neron'un komutanı Suetonius Paulinus Britanya'daki büyük isyanı bastırdı. İsyanı İceni -Doğu Britanya'daki kabile- kraliçesi Boudica yönetiyordu. Burrus'un ölümü ve Seneca'nın yönetimden çekilmesiyle despotluk dönemi başladı.
64 yılında 10 gün süren büyük yangından sonra evsiz kalanlara barınak sağladı. Yiyecek getirip ucuz fiyatlara dağıttı. Ancak halk arasında genel kanı yangını kendisinin çıkardığıydı. Yangını Hristiyanlar çıkardı diyerek suçlamalardan kurtulmaya çalışıp katliamlara başladı. Roma'yı yeniden kurmaya kalkışması, paranın değerini düşürmesi ve imparator yasasını çıkararak servetlere el koyması, senatonun onu tahttan indirmeye karar vermesine yol açtı.
65 yılında Seneca ile şair Lucan'ın da içinde bulunduğu darbe hazırlığını öğrenip Roma geleneği uyarınca darbecilere canlarına kıydırttı. Bundan sonra her an bir komploya maruz kalacağı korkusuyla yaşadı. Son dönemlerinde zevk ve eğlenceye düştüğü kadar terör de estirdi. Yunanistan'daki darbe girişimlerini bastırdı. Fakat senato kendisini vatan haini ilan etti. Bunun üzerine Mısır'a kaçmaya çalıştı ama başaramayınca intihar etti.
Roma - Part Savaşı; 58 - 63 yılları arasında gerçekleşen savaşa Ermenistan Veraset Savaşı da denir. Corbulo'nun başında olduğu Roma ordusu zafer elde etti. Bunun sonucunda Part İmparatorluğu ile sulh sağlandı.
Boudica (Süvari)
Kelt İceni Kabilesi'nin kraliçesidir. Roma İmparatorluğu'na başkaldırmıştır. İsyan bastırıldıktan kısa süre sonra ölmüştür. Kendini zehirlediği söylenir. Halk kahramanı olarak görülür.
Jing Ke (Suikastçı)
Yan Devleti'nin veliahtı Dan'ın hizmetkârıdır. Qin Devleti'nin kralı Zheng'e bulunduğu başarısız suikast girişimiyle tanınır
-Zheng sonradan Çin Şi Huang olarak Çin'in ilk imparatoru olacaktır-.
Romulus (Mızraklı)
Roma'nın efsanevi kurucusu ve ilk imparatorudur. Romulus hakkında çeşitli mitler vardır. Efsaneye göre Romulus ve kardeşi Remus'u bir kurt büyütür. Yıllar geçer, Romulus ve Remus krallık iddiasına tutuşup kavga ederler. Romulus, Remus'u öldürüp Roma'yı kurar.
Romulus ülkeyi yoksul insanlara, kölelere ve yeni bir yaşam arayan sürgündekilere açarak Roma'nın nüfusunu artırdı fakat çok az kadın vardı.
Romulus, tanrı Neptün'e adanmış kutsal bir günde büyük bir şenlik düzenlenmesine karar verdi. Komşu topluluklardan yüzlerce kişi ülkeyi görmek için bu fırsatı kaçırmak istemedi. Romalı erkekler ziyaretçi genç kadınları yakaladılar. Birkaç yıl boyunca Romulus ve ordusu komşu toplulukların saldırılarına karşı Roma'yı savunmak zorunda kaldı.
Romulus, askerî yetenek ve gücüyle ülkeyi kırk yıl barış içinde yönetti. İyi yasalar çıkardı, halk, ordu ve senatörler onu sevdiler.
Bir gün Romulus, senatörleri arasında birliklerini denetlerken güçlü bir fırtına çıktı. Karanlık bulutlar güneşi kapattı, gündüzü geceye çevirdi. Gök gürültüleri ve yıldırımlar insanları barınak aramaya sevk etti. Kalın bir bulut indi ve Romulus'u sardı, kimse onu göremez oldu. Fırtına dinip bulut gözden kaybolduğunda Romulus da kaybolmuştu. Kimse ona ne olduğunu görememişti. Senatörlerin çoğu, askerler ve yurttaşlar, Romulus'un tanrı olduğuna karar verdiler. Ama bazıları da ordusunu senatonun üstünde tuttuğu için onu bir grup senatörün gizlice öldürdüğünü düşünmüşlerdi.
Caligula (Vahşi Savaşçı)
Gaius Jül Sezar Augustus Germanicus, 3. Roma İmparatoru'dur. Cermenya seferi sırasında babasının askerleri tarafından kendisine Caligula (Küçük Bot) lakabı verilmiştir.
İmparatorluğunun ilk altı ayında asil ve ılımlı birisi olduğu söylenir. Sonrasında gaddar, sadist, cinsel açıdan sapkın birine dönüşmüştür. Çılgın tiran olarak anlatılır. 41 yılında Muhafız Kıtası, senatörler ve saraydakiler suikast düzenlemişlerdir.
Gaius Jül Sezar (Kılıç)
Romalı devlet adamı ve komutandır. Aynı zamanda tarihçi ve yazardır. Sezar, gerek Galya Savaşları sırasındaki Gergovia Muharebesi'nde gerekse iç savaş sırasındaki Dyrrhachium Muharebesi'nde taktik açıdan göz alıcı zaferler kazanmıştır.
Sezar'ın taktik dehası kendini Galya Savaşları sırasındaki Alesia Kuşatması'nda, iç savaş sırasındaki Farsalus Muharebesi'nde, Pompey'in sayıca fazla birliklerini geri püskürtmesiyle ve
Farnakis'in ordusunu Zela Muharabesi'nde yok etmesiyle göstermiştir. Her dört yılda bir artık yıl hesabına dayalı 365 günlük takvim sistemini geliştirmiştir. Suikast sonucu öldürülmüştür.
2. Ramses (Süvari)
Büyük Ramses olarak da bilinen, 19. Mısır Hanedanı'nın üçüncü firavunudur. Genelde Yeni Krallık'ın -Antik Mısır'ın en parlak dönemi- en yüce, meşhur ve güçlü firavunu olarak görülür.
Mısırlılar kendisine Yüce Ata demişlerdir. Yunan kaynaklarında Ozymandias olarak da geçer. Levant'a birkaç sefer düzenleyip Kenan üzerindeki hâkimiyeti kuvvetlendirmiştir.
Güneyde, Nübye'ye de seferler düzenlemiştir. Firavunluğunun başlarında şehirler, tapınaklar ve anıtlar inşa etmeye odaklanmıştır.
Ölünce Krallar Vadisi'ne gömülmüştür. Naaşı şu an Mısır Müzesi'nde sergileniyor.
Arash Kamangir (Okçu)
İran mitolojisindeki kahraman okçudur. Turanlar ve Persliler arasında yaşanan savaşın ardından ateşkes yapma kararı alınır. İki taraf da atılan bir okun düştüğü yerin Perslilere verileceği yönünde uzlaşır. Geri kalanı ise Turanların olacaktır. Pers şahı özel bir ok ve yay yaptırır. Arash oku atacak kişidir. Şafakta oku atan Arash, çok uzağa düşürür. Oku attıktan sonra ise yok olur.
Nitocris (Büyücü)
6. Mısır Hanedanı'nın son firavunudur. Antik Yunan tarihçisi Herodot'a göre kardeşinin katillerini ziyafete çağırıp kapalı bir odayı Nil Nehri'nin sularıyla doldurmuştur. Bunun sonucunda boğularak ölmüşlerdir.
Xuanzang (Büyücü)
602 - 664 yılları arasında yaşamış Çinli lama, gezgin, bilgin ve çevirmendir. Hindistan'a gidip Çin ve Hindistan Budizm'inin arasındaki etkileşimi anlatmıştır.
Dinî kitaplar, Çin klasikleri ve destanları okumayı severmiş. 13 yaşında lama adayı olmuştur. 20 yaşında ise tam anlamıyla lama olmuştur. Budizm ile alakalı kutsal kitapları aramak için Çin'i dolaşmıştır.
Fujiwara no Hidesato (Okçu)
Heian Dönemi -10. yüzyıl- saray bürokratlarındandır. Orduda gösterdiği cesur tavırlarıyla bilinir. Sayısız klanın ortak atası olarak görülür. Japonya'nın 61. imparatoru Suzaku'ya hizmet etmiştir. Taira klanı samuraylarından Tairo no Sadamori ile 940 yılında Taira no Masakado'nun isyanını bastırmıştır.
Zafer için yakarışı, Kachiya Festivali'nde anılır. Savaştan sonra kuzeyin başkomutanı olarak atanmıştır. Shimotsuke'nin de valisi olmuştur. Kendisine Tawara Touta da denir.
Hasan Sabbah (Suikastçı):
Yaklaşık olarak 1050 - 1124 yılları arasında yaşamıştır. Nizarîlerin -Nizarilik, Şialık mezhebinin alt kolu- lideriydi. Bir fedai grubu olan Haşhaşilerin kurucusuydu.
Hasan Sabbah, 11. yüzyılın sonlarında İran'ın kuzeyindeki Elburz Dağları'nın bağrında Nizarîliği yayan bir misyonerdi.
Daha sonra dağda bulunan Alamut Kalesi'ni 1090 yılında ele geçirdi. Yaklaşık 20 kale ve birkaç şehri parçalara ayrılmış Nizarî Devleti olarak bilinen bölgeye kattı.
Hasan Sabbah, dindarlığı ve nefsine karşı gelerek yaşadığı sade hayatının yanı sıra liderlik vasfıyla bilinirdi. Hasan Sabbah ve fedaileri çok daha güçlü düşman ordularına karşı Alamut Kalesi'ni savunmayı başardılar. Savunabilmelerindeki en önemli etken, Hasan Sabbah'ın eğitimli suikastçıları tehlikeli olduğuna inandığı kişileri ortadan kaldırması için göndermesiydi.
Merlin (Büyücü)
Efsanevi büyücü ve kâhindir. Ölümlü bir kadının ve inkubusun (uyuyan insanların üzerine çöken şeytan) çocuğu olduğu söylenir.
İnkubusun doğaüstü güçlerini almıştır. Arthur'un danışmanı olmuştur. Gölün Leydisi tarafından sonsuza kadar mühürlendiği ya da öldürüldüğü söylenir.
Arthur Pendragon:
Beşinci yüzyılın sonlarında ve altıncı yüzyılın başlarında Anglosaksonlarla savaşarak Britanya'yı savunmuş efsanevi Britanyalı liderdir. Britanya'yı iç ve dış tehditlerden koruyan canavar avcısı işlevi gören rakipsiz bir savaşçıydı. Ülkesini birleştirip barışa kavuşturmuş bir hükümdar olan Kral Arthur, genç yaşta tahta çıkmıştır. Tahta çıkmasını sağlayan Excalibur adındaki büyülü güçlere sahip kılıçtır. Karısı Guinevere ile birlikte Camelot'u saray edinmiştir. Orada yeğeni Gawain ve Lancelot gibi cesur şövalyelerle Yuvarlak Masa'yı kurar. Arthur'un danışmanı büyücü Merlin'dir. Merlin büyüsüyle Kral Arthur'un doğmasını sağlamıştır.
Arthur'un babası Uther onun hazırladığı iksiri kullanarak Igraine adlı bir kadının kendisini kocası sanmasını sağlar. Böylece Arthur doğar.
Merlin başka kişiliklere bürünebilen veya doğrudan kılık değiştirerek kendisini gizleyebilen bir büyücüydü. Diğer büyük yeteneği geleceğe ilişkin kehanetlerinin ve öngörülerinin her zaman doğru çıkmasıydı.
Merlin Excalibur'u bir taşa saplayarak ancak gerçek kralın onu oradan çıkarabileceği kehanetinde bulunur. Birçok ünlü şövalyenin şansını denemesinden sonra Arthur bu işi başarmıştır. Excalibur, Arthur'un ülkeyi korumasına yardımcı olmasının yanı sıra onu yaralanmalara karşı korur. Kral Arthur, ülkesinin siyasal istikrarını sağlamak amacıyla Cameliard kralı Leodegrance'in kızı Guinevere ile evlenir. Ancak bu evlilik tam tersi bir sonuç doğurur. Genç kadın kocasının en büyük şövalyesi Lancelot'un romantik bir biçimde ilgisini çeker. Anında birbirlerine vurulan çiftin aşkı aslında Lancelot'un onu Arthur'la evlenmek üzere Camelot'a getirişi sırasında başlamıştır. Bu gayrimeşru ilişki Arthur'un otoritesini sarsar ve hükümdarlığının sona ermesine yol açar. Ayrıca Arthur yeğeni ya da gayrimeşru oğlu olan Mordred'in ihanetine uğrar ve Camlann Savaşı'nda öldürülür.
Ek Bilgi:
Kral Arthur ve Yuvarlak Masa Şövalyeleri, Yuvarlak Masa'da beliren bir görüntünün etkisiyle ya da bazı kaynaklara göre büyücü Merlin'in bir kehaneti üzerine ebedî hayatın kaynağı olan Kutsal Kâse'yi aramışlardır.
Lancelot (Kılıç)
Sör Lancelot du Lac olarak bilinir. Yuvarlak Masa Şövalyeleri'nden birisidir. Genel anlamda Kral Arthur'un en yakın arkadaşıdır.
Camelot'un güneydoğusundaki Joyous Gard'ın lordudur. Döneminin en büyük kılıç ustası ve mızrak kullanan süvarisiydi.
Çocukken babası Kral Ban, Frankların kralı Claudas tarafından Benwick'ten (Benoic) sürülür. Lancelot'un annesi Elaine, yaralı eşinin yaralarıyla ilgilenirken oğlu Gölün Leydisi tarafından götürülür. Gölün Leydisi (Viviane/Nimue), Lancelot'u büyü krallığında yetiştirir. Lancelot yetiştirilme tarzından dolayı du Lac (Göl) soyadını alır. Daha sonrasında Gölün Leydisi Lancelot'u Sör Gawain'in emrinde bir şövalye olacağı Kral Arthur'un yanına gönderir. Lancelot, Uzak Adaların Lordu Galehaut ve Arthur arasındaki savaşta önemli rol oynar. Galehaut, zafer kazanmaya hazırken Lancelot'un savaş alanında yaptıkları onu şaşırtır. Galehaut, ordusunun bir gecelik kamp kurmasına izin vermesi karşılığında
Lancelot'a bir iyilik yapacağını söyler. Lancelot bunu kabul eder ve iyilik olarak Galehaut'un Arthur'a olay çıkarmadan teslim olmasını ister. Lancelot, Galehaut'a yardımcı olmaya devam ederken Arthur, Lancelot'u ve Galehaut'u Yuvarlak Masa Şövalyesi olmaya davet eder.
Lancelot, Kral Arthur'un ülkesinin siyasal istikrarını sağlamak amacıyla evlendiği Cameliard kralı Leodegrance'in kızı Guinevere'ye âşık olur -Lancelot'tan etkilenen Guinevere'yi onun aşkına karşılık verebileceği yönünde ikna eden kişi Galehaut'tur. Bu eylem kısmen de olsa Camelot'un düşüşünde rol oynamıştır-. Çok kişinin kendine âşık etmeye çalıştığı Lancelot'un, Corbenic'ten Elaine'nin büyüyle kendisini Guinevere gibi gösterip onunla yatması sonucu Galahad adında bir oğlu olur. Bunu duyan Guinevere çok sinirlenir ve onu Camelot'tan kovar. Bunun üzerine Lancelot çıldırıp yıllarca gezinir.
Corbenic'e vardığı gün Elaine onu hemen tanır. Kendisine Kutsal Kâse gösterilen Lancelot'un çılgınlığı geçer. Sonrasında Camelot'a geri döner -Lancelot, Percival ve Galahad ile Kâse arayışına çıkmıştır-. Lancelot'un Guinevere ile yasak aşkını öğrenen Kral Arthur'un otoritesi sarsılır.
Lancelot, ihaneti yüzünden yakılarak öldürülecek olan Guinevere'yi kurtarırken, Gawain'in üç kardeşini (Agravain, Gaheris ve Gareth) öldürür. Kardeşlerinin intikamını almak isteyen Gawain, Kral Arthur ile Lancelot'a Fransa'da savaş açar. Bu sırada Mordred, kralın yokluğundan yararlanıp Arthur'un tahtını ele geçirir.
Savaş sırasında Gawain, Lancelot'a iki kez meydan okur. Lancelot her ikisini de başka zamana erteler çünkü sabah ve öğle saatleri arasında Gawain kendini büyüyle güçlendirebiliyordur. Sonrasında Gawain'e saldırıp onu yener ama hayatını bağışlar. Gawain'den Camlann Savaşı'nda Arthur ve Mordred'in birbirini öldürdüğünü duyan Lancelot, Dover'a geri döner ve ölen yoldaşlarının yasını tutar. Britanya'da Mordred'ın oğlunu öldürür. Bu sırada Guinevere'yi bulur. Guinevere, Elaine ile birlikte olan Lancelot'un zina ettiği için
Yuvarlak Masa'nın yok olduğunu söyleyip Lancelot'u son kez öpmeyi reddeder. Guinevere, Lancelot'a ülkesine geri dönmesini ve bir daha asla kendisinin yüzünü göremeyeceğini söyler.
Lancelot, Guinevere pişman olduğu için canına kıyacaksa, kendisinin de kıyacağını söyler. Hatasını telafi etmek isteyen Lancelot inzivaya çekilir. Bir süre sonra kraliçe Guinevere ölür. Kralını ve kraliçesini kaybetmeye dayanamayan Lancelot'un sağlığı günden güne kötüye gider ve altı hafta sonra ölür.
Bedivere (Kılıç)
Yuvarlak Masa şövalyelerinden birisidir. Arthur'un sadık şövalyelerindendir. Camlann Savaşı'ndan sağ çıkan birkaç kişiden birisidir. Savaştan sonra ölümcül yara almış kralının isteği üzerine Arthur'un Gölün Leydisi'nden aldığı Excalibur'u suya atar.
Arthur'un ölümünden sonra inzivaya çekilir.
Gölün Leydisi:
Arthur'un bir çarpışmada suya düşürdüğü kılıcını geri getirmiştir. Adı Viviane veya Nimue olarak bilinir.
Elaine; Kâse Sahibi olarak da bilinir. Kutsal Kâse'yi paraketasıyla -uzun balık oltası- tutan Balıkçı Kral Pernes'in kızı ve Galahad'ın annesidir.
Gawain (Kılıç)
Kral Arthur'un yeğenidir. Yuvarlak Masa'daki en iyi şövalyelerden birisi olarak gösterilir. Kral Arthur'a en yakın kişilerden biri olduğu söylenir. Çok güçlü bir savaş atı olan Gringolet'e binip savaşmıştır. Excalibur'u kullanmıştır. Bakirelerin şövalyesi olarak da bilinir. Sör Gawain, onurlu ve sadık bir şövalyeydi.
Agravain ve Mordred, Lancelot ile Guinevere'nin aşkını ortaya çıkarıp onları yok etmeyi planlarken engel olmaya çalıştı. Guinevere yakılarak öldürülecekken, Arthur en iyi şövalyelerini infazın yapılacağı yeri korumaya gönderdi ama Gawain asil bir şekilde reddetti.
Tristan (Okçu)
Cornwall'ın kralı Mark'ın yeğenidir. Mark, Tristan'ı İrlanda'ya gönderir. Amacı İsolde'yi geri getirmesidir. Ancak kazara aşk iksirinden içen Tristan ve İsolde birbirine âşık olur. Gizli ilişkilerini sınayan bir sürü sınavdan geçerler. Mark'ın arp çaldığı sırada Tristan'ı öldürdüğü söylenir. Sör Lancelot kadar güçlü olduğu söylenir.
Medusa (İntikamcı ve Mızraklı)
Canlı zehirli yılanlardan oluşan saçı olan bir Gorgon'dur. Kanatlı kadın olarak betimlenir. Yüzüne bakanlar taşa dönüşür.
Hikâyesi:
Antik deniz Tanrısı Phorcys ve deniz Tanrıça'sı Keto -Phorcys'in kız kardeşi-'nun çocukları olan üç Gorgon kardeşten birisidir -Diğerleri Stheno ve Euryale-.
Medusa mitinin son hâlinde Romalı şair Ovidius, Medusa'nın aslında büyüleyici şekilde güzel bir kız olduğunu söyler. Poseidon, Bilgelik, Zanaat ve Savaş Tanrıça'sı Athena'nın tapınağında ona tecavüz ettiği için öfkeli Athena, Medusa'nın güzel saçını yılanlara dönüştürüp
yüzünü bakılmayacak kadar korkunç hâle getirir. Öyle ki sadece görüntüsüyle bakanları taşa çevirir. Çoğu mitte Seriphos Adası'nın kralı Polydectes, Perseus'un annesiyle evlenmek ister. Bu yüzden kahraman Perseus'u Medusa'nın kellesini getirmesi için gönderir. Tanrılar bunun farkındadır, Perseus yardım alır. Athena'dan aynalı kalkan, Ticaret/Arma/Tüccar/Yol/Hırsızlık/Spor/Gezgin/Sporcu Tanrısı Hermes'ten kanatlı altın sandalet, Demirci/Marangoz/Zanaatkâr/Heykeltıraş/Metalürji/Ateş/Volkan Tanrısı Hephaestus'tan kılıç ve Hades'in görünmez miğferini alır.
Üç Gorgon'dan tek ölümlü olanı Medusa olduğu için Perseus aynalı kalkandaki yansımasına bakarken onu kesebilir. Medusa, Poseidon'un çocuklarına hamiledir. Perseus kafasını keserken, Pegasus -kanatlı at- ve Hrisaor -altın kılıç kullanan dev- vücudundan çıkarlar. Perseus Seriphos'a uçar. Polydectes, Medusa'nın kesilmiş başını gördüğü anda taşa dönüşür. Sonrasında Perseus Gorgon'un başını Athena'ya verir. Athena bunu kendi kalkanı Aegis'e yerleştirir.
Gorgon
Saçları canlı zehirli yılanlardan oluşur. Onlara bakanları taşa dönüştürürler. Stheno (Suikastçı) -en büyük kız kardeş- ve Euryale (Okçu) ölümsüzken, Medusa -en küçük kız kardeş- ölümlüdür.
Asterius (Vahşi Savaşçı)
Minotor denen mitolojik yaratıktır. Boğa başı ve kuyruğuna, insan gövdesine sahiptir. Efsanevi zanaatkâr Daidalos, Girit Adası'nın ilk kralı, Zeus ve Europa'nın oğlu Minos için Knossos'ta bir labirent inşa etmiştir. Minotor içinde tutulup Atinalı kahraman Theseus tarafından öldürülecektir.
Francis Drake (Süvari)
Kraliçe 1. Elizabeth'in döneminde yaşamış İngiliz korsan, köle taciri, denizci ve kâşiftir. 1577 - 1580 yılları arasında ikinci kez dünyayı dolaşan kişi olmuştur. Kraliçe kendisini şövalye yaparak ödüllendirmiştir. Aynı yıl Plymouth başkanı olarak atanmıştır. 1588'de Koramiral olarak İspanyol Armadası'na karşı zafer kazanılmasında etkili olmuştur.1596'da dizanteri olup hayatını kaybetmiştir.
Herkül (Vahşi Savaşçı)
İnsanüstü gücüyle ve sayısız kahramanlığıyla tanınan yarı tanrı Herkül -Yunan mitolojisinde Herakles olarak bilinir- Zeus ile Miken prensesi Alkmene'nin oğludur. En iyi bilinen özelliği gücüyle ve onu yaralanmaz kılan aslan postuyla ondan istenen 12 işi yapmasıdır.
Antik Yunan dininde Kadınların/Evliliğin/Doğumun/Ailenin Tanrıça'sı Hera -Zeus'un eşi- ondan nefret eder -Her ne kadar Herakles isminin anlamı Hera'nın Gururu olsa da-.
Zeus krallık topraklarında doğacak ilk soylu çocuğun Miken'i yöneteceğini ilan eder. Bunun üzerine eşinin kaçamağını öğrenen Hera, Herkül'ün doğumunu geciktirerek Eurystheus'un daha önce doğmasını sağlar. Ayrıca beşiğine onu öldürmek için iki güçlü yılan gönderir ama Herkül onları boğar. Hera'nın onu trajik bir deliliğe sürüklemesi sonucu anlamsız bir öfke anında eşi Megara'yı -Theban prensesi- ve çocuklarını öldürür. Her zaman yardım etmeye hazır olan Herkül, kral Admetus -Teselya'nın güneydoğusundaki şehir Pherae'nin kralı- için kraliçe Alkestis'i ölüler diyarından getirmeye çalışırken Hades -Ölülerin Tanrısı ve Yer Altının Kralı-
ile dövüşür. Asıl silahı yaydır ama bazen sopa da kullanır. Yeme içmeden hoşlanır. Herkül karısını ve çocuklarını öldürmesinin ardından Delfi kâhini tarafından ceza olarak Miken kralı Eurystheus'a hizmet etmeye gönderilir. Eurystheus ona 12 iş verir:
1) Nemea aslanını -Nemea'ya saldıran- öldürmek
2) Dokuz Başlı Lerna Hidra'sını öldürmek
3) Artemis'in altın sarısı geyiğini -Ay ve Avcılık Tanrıçası'nın kutsal hayvanı- yakalamak
4) Erymanthos yaban domuzunu yakalamak
5) Augeas ahırlarını bir günde temizlemek
6) Stymphalia kuşlarını -Stymphalia Gölü'nün yakınında bulunan ormandaki insan yiyen kuşlar- öldürmek
7) Girit boğasını yakalamak
8) Diomedes'in -Truva Savaşı'nın en saygın liderlerinden biri- kısraklarını yakalamak
9) Hippolyte'nin -Amazonların kraliçesi ve Savaş Tanrısı Ares'in kızı- kemerini almak
10) Canavar Geryon'un -Medusa'nın torunu, Pegasus'un yeğeni korkunç bir dev- sığırlarını almak
11) Hesperidlerin -akşam perileri- altın elmalarını çalmak
12) Kerberosu yakalayıp geri getirmek
Eurystheus'un böylesine zor 12 iş vermesinin nedeni Herkül'ü öldürmektir ama Herkül her defasında başarılı olur. Herkül'ün son eşi Deianeira -adının anlamı, insan/eş yok eden- çok kıskanç bir kadındır. Sentor Nessos, kanına buladığı gömleği ölürken
Deianeira'ya verir. Bunu yaparken Herkül'ün sadakatini sağlayacak bir iksir işlevi göreceğini söyler. Aslında gömlek Lerna Hidra'sının zehrini içerir -Bu zehir, Herkül'ün Nessos'u öldürmek için okuna sürdüğü zehirdir-. Herkül bu gömleği giydiğinde, Hidra'nın zehri onu diri diri yakmaya başlar. Herkül bu dayanılmaz acıdan kurtulmak için odunları toplayıp yakar ve kendini içine atar. Zeus oğluna acıyıp onu diriltir ve Olimpos'a götürür.
Medea (Büyücü) ve Jason
Yunan mitolojisinde Kolhis'in kralı Aeëtes'in kızı, Büyü Tanrıçası Circe (Kirke)'nin yeğeni, güneşin simgesi ve Tanrı olan Helios'un torunudur. Büyücü olarak bilinir ve genelde Büyü/Hayaletlerin/Ölüm Büyücülüğü Tanrıçası Hecate'nin (Hekate) rahibesi olarak anlatılır.
Hikâyesi:
Iolcus'tan Kolhis'e gelen Jason -Argonotların lideri- Altın Post'u -krallığın ve otoritenin sembolü- ve tahttaki hakkını ister. Medea Jason'a âşık olur ve ona yardım etme sözü verir. Ancak bunun karşılığında başarılı olursa kendisiyle evlenmesini ister, Jason kabul eder. Efsanevi bir motifte Aeëtes ona belli işleri yapabilirse, postu vereceğini söyler.
İlk olarak Jason alev soluyan öküzlerle tarlayı sürmelidir. Medea ona merhem verir. Merhemi kullanarak kendisini ve silahlarını koruyabilecektir. Sonrasında Jason bir ejderhanın dişlerini, sürdüğü alana ekmelidir. O dişler filizlenip savaşçılardan oluşan bir ordu ortaya çıkarır. Medea öncesinde Jason'ı uyardığı için bunun olacağını bilen Jason ordunun üzerine kaya fırlatır. Kayanın geldiği yeri belirleyemeyen askerler galeyana gelip birbirlerini öldürürler.
Son olarak Aeëtes, Jason'ı postu koruyan uyumayan ejderha ile dövüştürüp onu öldürtür -Medea canavarı uyuşturucu otlarla uyutur-. Jason postu alır ve Medea'yı yanına alıp denize açılır. Yazar ve şair olan Rodoslu Apollonios'un Argonautica eserine göre Kadınların/Evliliğin/Doğumun/Ailenin Tanrıça'sı Hera -Zeus'un eşi-,
Aşk/Güzellik/Zevk/Şehvet/Üreme Tanrıça'sı Afrodit veya Aşk Tanrı'sı Eros'u ikna ederek Medea'yı Jason'a âşık ettiği için Medea ona yardım eder.
Medea kaçarlarken kardeşi Absyrtos'u öldürüp babasının dikkatini dağıtır. Bazı kaynaklarda Medea'nın kardeşinin cesedini parçalara ayırıp organlarını bir adaya attığı yazar -Babasının düzgün bir cenaze töreni için onları almaya adaya gideceğini bilir-. Başka kaynaklarda Absyrtos'un Medeaların peşine düştüğü ve Jason tarafından öldürüldüğü yazar. Savaş sırasında Jason'ın post arayışında ona yardımcı olan Atalanta ciddi şekilde yaralanır ama Medea onu iyileştirir. Bazı kaynaklara göre de Medea ve Jason, Medea kardeşini öldürdükten sonra arınabilmesi için Circe'nin adasına giderler. Medea böylece işlediği suç sonrası kendini avutabilir. Teselya'ya dönüş yolunda Medea, Jason'ın gemisi Argo'nun dümencisi Euphemus'un bir gün tüm Libya'ya hükmedeceğini söyler -Bunu Euphemus'un soyundan Battus yapar-. Argo bronz adam Talos tarafından korunan Girit Adası'na ulaşır. Talos'un boynundan ayak bileğine giden, tek bir bronz çivi ile bağlı bir damarı vardır.
Apollodorus'a göre Talos ya Medea onu uyuşturucuyla çıldırttığında -Medea çiviyi çıkararak onu ölümsüz yapacağı yönünde kandırır- ya da Teselya'daki Meliboea'nın kralı ve Argonotlardan birisi olan Poeas'ın okuyla öldürülür. Argonautica'ya göre Medea onu hipnotize eder ve çiviyi çıkartır. Yaradan kanlı irin akar ve Talos kan kaybından ölür.
Jason'ın babası Aeson çok yaşlıdır ve postla dönen oğlunun vereceği kutlamaya katılması zordur. Medea Aeson'ın bedenindeki kanı çekip belli otlarla damarlarına geri koyar. Böylece Aeson dinçleşir. Teselya'nın prensesi Tyro'nun ve Tanrı Poseidon'un oğlu olan Iolcus'un kralı Pelias'ın kızları bunu görüp aynısını babaları için yapmasını isterler. Jason postu ararken Pelias'a kızgın olan Hera, Jason'ı Medea'ya âşık ettirip Medea'nın Pelias'ı öldürmesini umar.
Jason ve Medea Iolcus'a döndüklerinde Pelias hâlâ tahttan inmeyi reddeder. Medea Pelias'ın kızlarını onu öldürmeleri yönünde ikna eder -Kızlara yaşlı bir koçu kesip büyülü otlarla kaynatarak genç bir koça döndürebileceğini söyler. Bunun göstergesi olarak kazandan çıkan genç koçu gösterir-. Heyecanlanan kızlar babalarını parçalara ayırıp kazana koyarlar. Pelias'ı öldürten Jason ve Medea Korinth'e kaçarlar. Korinth'te 10 yıl evli kalırlar.
Jason, Medea'yı kralın kızı Glauce için terk eder. Şair Eumelus'a göre Medea çocuklarını kazara öldürür. Şair Creophylus'a göre bundan Korinth'te yaşayan halkı sorumlu tutar. Euripides'e göre ise Medea Glauce'a zehirli bir elbise ve altın taç göndererek intikamını alır -Yakarak öldürdüğü de söylenir-. Bu, prensesin ve kızını kurtarmaya giden kral Creon'un ölümüne yol açar. Sonrasında intikam almaya devam eden Medea Jason'ın iki çocuğunu öldürür.
Korinth'ten ayrılıp Helios'un gönderdiği ejderhaların çektiği altın sarısı arabayla Atina'ya uçar. Jason'dan kaçan Medea Teb'e giderken Herkül'ü Hera'nın lanetinden kurtarır. Buna karşılık Herkül ona Teb'te kalacak yer verir. Bir süre sonra Tebliler onu kovarlar.
Bunun üzerine Atina'ya gelip kral Egeus ile evlenir. Medus adında bir oğulları vardır. Egeus'un uzun süredir kayıp olan oğlu Theseus geri döndüğünde, Medea Medus'un vâris olarak kalması için kocasını Theseus'un bir tehdit olduğu yönünde ikna eder. Medea, Theseus'a bir bardak zehir verdiğinde Egeus genç çocuğun elindeki kılıcı
reşit olduğunda kendisinin verdiğini fark eder ve bardağı Medea'nın elinden alıp oğlunu kucaklar. Medea Kolhis'e dönüp Aeëtes'in kardeşi Perses'ın onu tahttan indirdiğini görür. Hemen amcasını öldürüp babasının tahtta geri çıkmasını sağlar.
Atalanta (Okçu)
Evlenmek istemeyen, bakire avcıdır. Kalydon prensi Meleager -Althaea ve şarap tüccarı kral Oeneus'un oğlu/Savaş Tanrısı Ares'in oğlu diyen kaynaklar da var- Atalanta'ya âşıktır. Babası oğlu olsun istediği için doğduğunda dağda ölüme terk etmiştir. Doğada büyüyen Atalanta, her zaman mutluydu. Ayı tarafından emzirilip büyütülen Atalanta, nasıl dövüşülüp avlanılacağını öğrendi. Bakire kalacağına dair Tanrıça Artemis'e yemin etmiştir. Ona tecavüz etmeye kalkan Hylaeus ve Rhoecus adında iki sentoru öldürmüştür.
Kalydon Yaban Domuzu Avı:
Ay ve Avcılık Tanrıçası Artemis, Oeneus kurban sunmayı unutunca sinirlenip Kalydon yaban domuzunu gönderir. Domuz, etrafa zarar verip ekinlerin ekilmesine engel olur. Atalanta'nın ava katılmasına pek çok kahraman sinirlenir. Meleager evli olmasına rağmen Atalanta'yı arzuladığı için aralarına katılması konusunda kahramanları ikna eder. Birçok kişi domuz avı sırasında ölür. Atalanta domuzu vurur. Sonrasında Meleager mızrağıyla domuzu öldürür. Atalanta'yı domuzun postuyla ödüllendirir. Bunu gören Meleager'in dayıları Plexippus ve Toxeus öfkelenip postu Atalanta'dan almaya kalkarlar. Meleager amcalarını öldürür. Üzüntüden deliye dönen Meleager'in annesi Althaea ateşe büyülü odun atar. Odun yanarken Meleager'in hayatından alır. Avdan sonra babası Atalanta'yı bulur ve onu evlendirmek ister ama Atalanta evlenmeye niyeti olmadığı için talipleri onu koşu yarışında geçerlerse evleneceğini söyler. Kaybedenler öldürülecektir. Pek çok genç adam ölür. Kheiron'un öğrencilerinden ve Kalydon avcılarından biri olduğu söylenen Hippomenes, Aşk/Güzellik/Zevk/Şehvet/Üreme Tanrıça'sı Afrodit'ten yardım ister. Afrodit üç altın sarısı elma verir. Elmalar Atalanta'yı yavaşlatacaktır. Elmalara karşı konulamaz. Atalanta, Hippomenes'i geçtikçe elmalardan birini önüne yuvarlar ve Atalanta peşinden gider. Bu şekilde yarışı kazanan Hippomenes Atalanta ile evlenir. Atalanta ve Hippomenes Zeus'un tapınaklarından birinde seks yapınca Zeus ya da Rhea -Zeus'un annesi, Tanrıların Annesi olarak da bilinir- onları aslana dönüştürür. Afrodit'in bunu yaptığını söyleyen kaynaklar da vardır -Onu onurlandırmadıkları için-. Atalanta Jason'ın post arayışında gemisi Argo'da da bulunmuştur.
William Shakespeare (Büyücü)
İngiliz şair, oyun yazarı ve aktör. İngilizce bakımından en iyi yazar ve dünyanın en iyi oyun yazarı olarak görülür. İngiltere'nin ulusal şairi ve Avon'un ozanı da denir. Birlikte çalışmalar da dâhil 39 oyun, 154 sone -batı şiir türü- iki uzun anlatı şiiri, birkaç dörtlüğü ve kesin olmayan yazarlığı vardır.
Tekerleme (Büyücü)
Britanya'da ve pek çok ülkede çocuklara söylenen şiir veya şarkıdır. 16. yüzyılın ortalarında İngiliz oyunlarında yazılmaya başlanmıştır.
Paracelsus (Büyücü)
İsviçreli doktor, simyacı, resmî olarak eğitimini almamış teolog ve Alman Rönesansı'nın filozoflarındandır. Rönesanstaki tıp devriminin birkaç açıdan öncüsüdür. Genelgeçer bilgiyle gözlemi birleştirmenin önemi üzerinde durmuştur. Toksikolojinin babası olarak görülür.
Toksikoloji; Zehirle, onların organizmaya olan etkileriyle ve zehirlerin belirlenmesiyle uğraşan bilim dalı.
Karın Deşen Jack (Suikastçı)
1888 yılında cinayetlerine başlayan kimliği belirlenemeyen seri katildir. Genelde yoksul yerlerde ve Londra'nın Whitechapel semtinin civarında cinayetlerini işlerdi. Kendisine Whitechapel katili de denirdi. Londra'nın doğu yakasındaki kenar mahallelerde çalışan seks işçilerinin gırtlağını kesip karnını deşermiş. Karın deşen Jack ismi, katil olduğunu iddia eden kişinin medyaya yolladığı mektupla ortaya çıkmıştır.
Mephistopheles (Büyücü)
Alman folklorundaki şeytandır. Faust Efsanesi'nde görülür. Alman Faustus, Mephistopheles ile ruhu karşılığında anlaşma yapar.
Chevalier d'Éon (Kılıç)
Fransız diplomat, casus ve masondur. Yedi Yıl Savaşları'nda bulunmuş bir askerdir. Taklitçi ve casus olarak hem erkek hem de kadındaki fiziksel özelliklere ve doğal yeteneklere sahipti. Rus Çariçesi Yelizaveta'nın sarayına kadın kılığında sızmıştır. 49 yıl erkek, 33 yıl kadın olarak yaşamıştır.
Yedi Yıl Savaşları; 1756 - 1763 yılları arasında Avrupa'nın beş büyük gücü Britanya, Prusya, Fransa, Habsburg Hanedanlığı ve Rus Çarlığı
arasında yaşanan savaştır. Savaş sonunda Fransa çoğu sömürgesini Britanya'ya kaybetti. Savaşın sonuçları Fransız İhtilali ve ABD'nin kurulmasıdır.
Carmilla (Suikastçı)
1872 yılında İrlandalı yazar Joseph Sheridan Le Fanu tarafından yazılmış gotik bir romandır. Vampir kurgusunun ilk eserlerindendir.
Romanda Carmilla adlı vampir tarafından avlanan genç bir kadının hikâyesi anlatılıyor.
Davut (Okçu)
İstail'in kralıdır. Müzisyen olarak nam salmıştır genç bir çobandı. Sonrasında teke tek dövüşte Filistinli dev Golyat'ı yenmiştir. İsrail'in ilk kralı Tâlût'un gözüne girmiştir. Tâlût'un oğlu Yonatan ile yakın arkadaştı. Tâlût, Davut'un tahtta gözü olabileceğini düşünüp ona karşı cephe almıştır. Tâlût ve Yonatan savaşta öldükten sonra Davut kral olmuştur.
Davut Kudüs'ü fethedip Ahit Sandığı'nı -On Emir Tabletleri'nin saklandığı sandık- almıştır. Kralken Batşeba ile birlikte olup savaşta askerlerine çekilme emri verip Batşeba'nın eşi Hititli Uriya'nın ölümüne sebep olmuştur. Bu günahı yüzünden oğlu Abşalom kendisini tahttan indirmeye kalkmıştır. İsyan sırasında Kudüs'ten kaçan Davut, oğlu ölünce geri döner. Davut çok kan döktüğünden Tanrı, tapınak inşa etme fırsatı vermemiştir. Ölmeden önce oğlu Süleyman'ı tahtın vârisi yapmıştır.
Nikola Tesla (Okçu)
Sırp ve Amerikan mucit, elektrik ve makine mühendisi, modern alternatif akım sistemine yaptığı katkılarıyla bilinen fütüristtir.
1870'lerde mühendislik ve fizik üzerine çalışmıştır. Sonrasında bir telefon şirketinde çalışmıştır. Burada doğru akım motorları ve dinamolar konusunda tecrübeler edinmiştir.
Tesla Bobini, alternatif akım motorlarını bulmuştur. Günümüzdeki GPRS sisteminin, uzaktan kumandalı sistemler ile uzay teknolojileri ve uzaktan iletişim sistemlerinin temelini atmıştır. Uzaktan kumanda sistemini bir araca uygulayan ilk kişidir.
Mordred (Kılıç)
Arthur'un yeğeni ya da gayrimeşru oğlu -Morgause ile ensest ilişki sonucunda- olduğu söylenir. Mordred, Gawain, Agravain, Gaheris ve Gareth ile kardeştir. Guinevere ve Lancelot'un ilişkisini açığa çıkarmak için Agravain'e yardım edip Arthur'un düşüşünde önemli rol oynamıştır.
Gawain, Kral Arthur ile beraber Lancelot'a Fransa'da savaş açarken, Arthur'un yokluğundan yararlanıp tahta oturur. Camlann Savaşı'nda Arthur ve Mordred birbirlerini öldürürler -Mordred kılıcı Clarent'i Arthur'a saplamayı başarır.-
Scáthach (Mızraklı)
Ulster Döngüsü'ndeki bir karakterdir. Efsanevi savaşçı ve dövüş sanatları ustasıdır. Cú Chulainn'in hocalığını yapmıştır.
Kendisine Gölge ve Savaşçı Bakire denirdi.
Florence Nightingale (Vahşi Savaşçı)
İngiliz sosyal reformcu, istatistikçi ve modern hemşireliğin kurucusudur. Kırım Savaşı'nda -Osmanlı ve Rusya arasında- hemşirelerin başındaki kişidir. 1860'da Londra'daki St Thomas' Hospital'da hemşirelik okulunun kuruluşuyla profesyonel hemşireliğin kurucusu olmuştur. Çok yönlü bir yazardı. Tıbbi bilgisini yaymak için eserler yayımladı.
Karna (Mızraklı)
Güneş Tanrısı Surya ve prenses Kunti'nin -sonradan Pandava kraliçesi olacak- oğludur. Evli olmadan hamile kalıp gizlice doğuran Kunti, Karna'yı bir sepetin içinde nehre bırakır. Sepet Ganj Nehri'nde ilerlerken bulunur. Karna olağanüstü yetenekleri olan bir savaşçı olur. Konuşma konusunda yeteneklidir.
Kuru Krallığı'nın veliaht prensi Duryodhana'nın arkadaşıdır. Duryodhana onu Anga'nın kralı yapar. Mahabharata Savaşı'nda kaybeden Duryodhana'ya destek olur. Karna'nın rolü, Arjuna'yı -Hastinapur'un kralı Pandu'nun ve Kunti'nin oğlu, Karna ile kardeş- öldürmektir. Ancak Kurukshetra Savaşı'nda Arjuna tarafından öldürülür.
Mahabharata Savaşı; Kauravalar ve Pandavalar arasındaki savaştır. Bir zar oyununda topraklarını kaybeden Pandavalar, 13 yıl sürgünde yaşamışlardır. Yurtlarını geri almak için döndüklerinde Duryodhana buna yanaşmaz. Savaş neredeyse tüm ailenin yok olmasına yol açacaktır. Arjuna, ailesine mensup kişileri karşı tarafta görünce ikileme düşer ama savaşmaya devam eder. Savaşın sonunda Pandavalar kazanır. Arjuna, Karna'yı 17. günde öldürür.
Arjuna (Okçu)
Hastinapur'un kralı Pandu'nun ve Kunti'nin oğlu, Karna'nın kardeşidir. İlahi muhafız, Gök/Yıldırım/Fırtına/Nehir/Savaş Tanrısı İndra'nın manevi oğludur. Her iki elini de kullanabilen usta bir okçudur. Yayının adı Gandiva'dır. Kurukshetra Savaşı'nda Karna'yı öldürmüştür. Savaşta büyük işler başararak kazanılmasını sağlamıştır.
Li Shuwen (Mızraklı)
Bajiquan ustasıdır. Tanrı'nın Mızrağı Li olarak bilinir. Aynı rakibe iki kez vurmak zorunda kalmamasıyla övünecek kadar yetenekliydi.
Art niyetli olmasa da kendini savunurken veya dövüş sanatları mücadelelerinde pek çok can almıştır. Kendisine kin güden kurbanlarının yakınlarından biri, zehir içirip öldürmüştür.
Bajiquan; Kısa mesafede gücü ön plana çıkaran, dirsek ve omuz vuruşlarıyla meşhur Çin dövüş sanatıdır.
Robin Hood (Okçu)
Efsanevi suçlu kahramandır. Okçuluk ve kılıç kullanmada çok maharetliydi. Soylu olduğunu, Haçlı Seferleri'nde savaştığını anlatan hikâyeler vardır. Levazımcı -ordunun geri hizmetinde ihtiyacı olan bütün malzemeyi sağlayan bölümdeki kişi- olduğunu anlatan hikâyeler de vardır. Zenginler çalıp fakirlere dağıttığı söylenir.
Sevgilisi Leydi Marian, Neşeli Adamlar Çetesi ve başdüşmanı Nottingham Şerifi'yle alakalı hikâyeler yazılmıştır.
Henry McCarty (Okçu)
Çocuk Billy (Billy the Kid) olarak da bilinen kanun kaçağı, 1877'de cinayetten soyguna pek çok suçtan aranıyordu. 21 yaşındayken polis kurşunuyla ölmüştür.
Dr. Jekyll (Suikastçı ve Vahşi Savaşçı)
Dr. Jekyll ve Bay Hyde, İskoç yazar Robert Louis Stevenson'ın 1886 yılında yazdığı bir romandır. Jekyll, içindeki kötülük dürtüsünü bastıran iyi ve saygın bir İngiliz doktordur. Bunu saklamak için karanlık yüzünü gizleyeceğine inandığı bir serum geliştirir. Ancak beklediğinin aksine Edward Hyde'a dönüşür. Hyde, kötü kişiliğinin fiziksel ve zihinsel tezahürüdür.
Tamamo no Mae (Büyücü)
Japon mitolojisindeki kitsunedir -dokuz kuyruklu tilki youkai-. Gelmiş geçmiş en güçlü youkailardan biridir. Heian Dönemi'nde yaşamıştır. İmparatoru öldürüp yerine geçmeyi başaramamasına rağmen eylemleri ülkedeki dengeleri altüst edip Japon tarihindeki en önemli iç savaşlardan birine yol açmıştır. Bu yüzden en korkunç üç youkaidan biri olarak görülür. Güçlü bir büyücüydü. Yüzlerce yıl geçtikten sonra kitsuneye dönüşmüştür. İnsanları kullanma konusunda uzmandır.
Efsanesi;
Bir kitsune Shang kralı Zhou'nun cariyelerinden birini ele geçirir. Shang'ın son kralı Zhou'yu baştan çıkartıp terör devri başlatır.
Bu da Shang Hanedanlığı'nın sonunu getirir. Tianzhu'daki Magadha Krallığı'na kaçar. Veliaht Banzoku'nun cariyesi olur -Kayo Hanım-.
1000 kişinin kellesini almasına yol açar. Sonrasında tekrar başka ülkeye kaçar. Milattan önce 780 civarı aynı kitsune, Çin'e tekrar geri dönüp Zhou Hanedanlığı kral You'nun cariyesi Bao Si'yi ele geçirir. Tekrar askerî güçler tarafından defedilir. Bir süre bir şey yapmadan durur. Sonrasında Tamamo no Mae olarak Japonya'da belirir. İmparator Toba'nın -1107 - 1123- en sevdiği oirandı -En güzel ve her soruya cevap verebilecek derecede akıllı bir kadın olduğu söylenir-. İmparatorun hastalanmasına yol açar.
Birkaç yıl sonra imparator Nasu'ya kitsuneyi öldürmek için iki kişi gönderir.
Oiran; Hem eğlendiren hem de seks işçiliği yapan kadın.
Charles Babbage (Büyücü)
İngiliz matematikçi, filozof, mucit ve makine mühendisidir. Programlanabilir bilgisayar fikrini ortaya atmıştır. Kimileri tarafından bilgisayarın babası olarak görülür. İlk mekanik hesap makinesini icat etmiştir. Analitik makine üzerinde çalışmıştır.
Analitik makinesini tamamlayamasa da modern bilgisayarlar, karmaşık elektronik tasarımlar bunun sayesinde mümkün olmuştur.
Buharla çalışan makinelerin yapımında da yol göstermiştir.
Geronimo (Büyücü)
Bedonkohe Apaçilerinin önde gelen lideri ve şamanıdır. Diğer üç Chiricahua Apaçilerine -Tchihende, Tsokanende, Nednhi- katılmıştır. Sayısız akın gerçekleştirmiştir. Meksika ve Amerikan ordusuna karşı da savaşmıştır. Savaşın son döneminde üç kez teslim olup Apaçilere ayrılan Arizona'daki bölgede yaşamayı kabul etmiştir. Gerilla taktikleri konusunda uzmandı. 1909 yılında savaş tutsağı olarak ölmüştür.
Orion/Artemis (Okçu)
Zeus'un -Artemis de olabilir- takımyıldız olarak yerleştirdiği avcı devdir. Böotya'da doğup Sakız Adası'na gitmiştir. Prenses Merope ile karşılaşıp tecavüz ettikten sonra babası, Sakız Adası'nın kralı
Oenopion tarafından gözleri kör edilmiştir. Limni Adası'nda gözleri iyileşmiştir. Artemis'in okuyla veya dev akrebin iğnesi sonucu öldüğü söylenir.
Artemis; Ay ve Avcılık Tanrıçasıdır. Zeus ve Leto'nun kızıdır. Apollo'nun ikiz kız kardeşidir. Genç kızların koruyucusudur. Artemis asla evlenmeyip bakire kalmayı tercih etmiştir.
Yunan tanrıları arasında en saygı duyulanlarından birisidir. Efes'teki tapınağı Dünyanın Yedi Harikası içindedir. Ok ve yay, okluk ve av bıçağıyla tasvir edilir ve altın sarısı geyik ile servi ağacı onun için kutsaldı.
Attila (Kılıç)
Hun İmparatoru Attila, Batı ve Doğu Roma İmparatorluklarının en korktuğu düşmanlarından biriydi. Tuna'yı iki kez geçip Balkanlar'ı talan etmiştir ama Konstantinopolis'i fethedememiştir.
Ren'i geçip Galya'yı da fethetmeye kalkmıştır. Orléans'a kadar gitmiştir. Katalon Muharebesi sebebiyle vazgeçmiştir. Sonrasında İtalya'yı işgal etmiştir. Ancak Roma'yı alamamıştır.
Katalon Muharebesi; Roma komutanı Flavius Aetius ve Vizigot kralı 1. Teodorik önderliğindeki birlikler, Avrupa Hun İmparatorluğu ile savaşmıştır. Hunların Galya'yı kendi devletine bağlamalarına engel olunmuştur. Ancak Hunlar, Galya'nın çoğunu yağmalamıştır. Savaş sonucunda Vizigot ve Roma'nın askerî gücü zayıflamıştır.
Edward Teach (Süvari)
Batı Hint Adaları ve Britanya'nın Kuzey Amerika kolonilerinin doğu kıyısında faaliyet gösteren İngiliz korsandır. Kara Sakal olarak da bilinir. İspanya Veraset Savaşı'nda -Kraliçe Anne'in Savaşı- yer alır. Sonrasında korsan Benjamin Hornigold ile tanışır. Yanında korsanlığı hızlıca kapar.
Teach, La Concorde adlı köle taşıyan bir Fransız gemisine el koyup adını Kraliçe Anne'in İntikamı olarak değiştirir. Lakabı gür siyah sakallarından ve korkunç görünüşünden gelir. Gelen geçen gemiyi yağmalayıp 400 kişilik bir mürettebatın başı olur. Kara Sakal'ın yaptıkları kraliyet donanmasını harekete geçirir. Onlarla girdiği savaş sonucunda kafası uçurularak ölür. Korsanlık hayatı kısa sürmüştür.
Erik Haraldsson (Vahşi Savaşçı)
Lakabı Kanlı Balta Erik'tir. 10. yüzyılda Norveç kralı olmuştur. Krallığı kısa sürmüştür (931 - 933). Sonrasında Northumbria'nın kralı (947 - 948/952 - 954) olarak iki defa ülkeyi yönetmiştir.
Erik'in lakabının ülkenin kralı olmak için üvey kardeşlerini katletmesinden geldiği yönünde efsaneler vardır.
Hektor (Mızraklı)
Truva prensidir ve Truva Savaşı'nda Truvalıların en büyük savaşçısıdır. Truva savunmasında liderlik yapmıştır. 31 bin Yunan savaşçının öldürülmesini sağlamıştır. Savaşta Aşil tarafından öldürülür.
Rama (Kılıç)
Hinduizm'deki başlıca tanrılardan biridir. Koruyucu tanrı Vişnu'nun dünyadaki yedinci yaşamıdır. Kosala Krallığı'nın kralıydı. Yok edici tanrı Şiva'nın yayını çekebilecek savaşçıyla evlendirilecek olan Sita, Rama'nın yayı çekip kırmasına rağmen evlendirilmez. Sita'nın tanrıça annesi Rama'yı, nişanlısı Sita'yı ve Rama'nın kardeşi Lakşman'ı sürgüne gönderir. Rama ile Sita'nın aşkı birçok zorlukla mücadelenin ve 14 yıllık sürgünün ardından evlilikle sonuçlanır. Sürgün sırasında Şeytani Kral Ravana, Sita'yı kaçırır. Rama, kardeşiyle beraber onu yok edip Sita'yı kurtarır. Ülkelerine döndüklerinde Rama, eşinin sadakatinden şüphe edince Sita cenaze ateşiyle yakılmak ister, alevler kendine dokunmayınca onurunu ve eşini yeniden kazanır.
Cú Chulainn (Vahşi Savaşçı)
İsmi, İrlanda dilinde Culann'ın Tazısı anlamına gelir. Kısa ama görkemli yaşam seçiminden dolayı İrlanda'nın Aşil'i de denir.
Annesi Ulster'in kralı Conchobar'ın kızı Deichtine (Deichtire)'dir. Deichtine'nin kocası Súaltam, Chulainn'in babası olarak geçer ama gerçek babası Tanrı Lugh (Lug)'tur.
Doğduğunda ona Sétanta ismi verilmiştir. Tanrı Lugh'un vücut bulmuş hâli olduğuna inanılır. Cú Chulainn adını Culann'ın vahşi tazısını öldürdükten sonra almıştır. 17 yaşında Ulster'i Connacht'ın kraliçesi Medb'in ordusuna karşı tek başına savunmuştur. Bu olay mitolojide "Cooley'deki Sığır Baskını" olarak geçer. Burada yaptığı büyük işlerle sonsuza kadar sürecek bir nam kazanmıştır. Dostunu ve düşmanını ayırt etmediği bir canavara dönüştüğü dehşet verici savaş çılgınlığına sahiptir.
Günümüzde Ulster'in Tazısı da denir. Ona sadık olan Láeg'in sürdüğü at arabasının üzerinde savaşırdı -Atlarının adı Liath Macha ve Dub Sainglend'ti. Bu atları Hükümdarlık Tanrıçası Macha'dan veya kız kardeşi Morrígan (Büyük Kraliçe)'dan almıştır-.
Hikâyesi;
Çocukken Emain Macha'daki erkek çocuk birliğine katılmak ister. Kendi başına yollara düşer ve Emain'e vardığında erkeklerin korumasını istemeden, oyun alanına girer -âdeti bilmiyordur-.
Çocuklar bunu bir meydan okuma olarak görüp ona saldırırlar. Ancak Sétanta savaş çılgınlığıyla hepsini döver. Conchobar araya girip yanlış anlaşılmayı açıklığa kavuşturur.
Demirci Culann, Conchobar'ı evindeki ziyafete davet eder. Conchobar ziyafetten önce oyun alanına çocukları izlemeye gider.
Sétanta'nın performansından çok etkilenir ve ziyafete katılmasını ister. Culann vahşi tazısını evini koruması için serbest bırakır.
Sétanta geldiğinde, devasa tazı ona saldırır ama kendini savunan Sétanta tazıyı öldürür. Culann tazısını kaybettiği için mahvolur.
Sétanta bunun üzerine Culann'ın evini koruyacağına söz verir. Bu olaydan dolayı rahip Cathbad ona Cú Chulainn adını verir.
Bir gün Cú Chulainn, Cathbad'in öğrencilerine öğrettiklerini duyar. Öğrencilerinden birisi Cathbad'e kutlu günün ne olduğunu sorar.
Cathbad, silahı alan savaşçının sonsuza kadar nam kazandığı gündür diye cevap verir. Cú Chulainn yedi yaşında olmasına rağmen Conchobar'dan silah ister. Conchobar kendi silahlarından verinceye kadar ona verilen silahların hiçbiri gücüne dayanmaz.
Cathbad bu duruma üzülür çünkü öğrencisine anlattığı kehanetin devamında nam kazanan kişinin ömrünün kısa olacağı kısmı da vardır. Kısa bir süre sonra Cú Chulainn, Conchobar'dan at arabası ister. Sadece kralın arabası ona dayanır.
Ulsterliler Cú Chulainn çok yakışıklı olduğu için endişelenirler. Evli de olmadığı için kendi eşlerini ellerinden almasından ve kızlarıyla ilişkiye girmesinden korkarlar. İrlanda'da ona uygun bir eş ararlar. Luglochta Loga (Lugh'un bahçeleri)'da yaşayan Forgall Monach'ın kızı Emer dışında bir aday bulamazlar. Forgall buna karşı çıkar.
Cú Chulainn'in Alba (İskoçya)'daki ünlü savaşçı Scáthach'in yardımıyla silah kullanmak konusunda kendisini eğitmesi gerektiğini söyler -Bunu öne sürerken zorlu işin Cú Chulainn'e fazla gelip onu öldüreceğini umar-. Cú Chulainn bunun üzerine Skye Adası'ndaki Gölgelerin Kalesi'ne gider.
Scáthach, Cú Chulainn'e tüm dövüş sanatlarını öğretir. Öğrettiği sanatlar arasında Gae Bulg'un kullanımı da vardır. Orada eğitim görenler arasında Cú Chulainn'in en iyi arkadaşı ve üvey kardeşi Ferdiad da vardır. Scáthach, Cú Chulainn oradayken Aífe adlı kadınla -Bazı yerlerde ikiz kardeşi deniyor- savaşır. Scáthach, Aífe'nin yeteneğini bildiğinden, Cú Chulainn için endişelenip onu uyutacak güçlü bir iksir içirir. Cú Chulainn çok güçlü olduğu için sadece bir saat uyur. Sonrasında dövüşe katılır.
Aífe ile teke tek dövüşür. Güçleri eşittir. Cú Chulainn, Aífe'ye dünyada en çok değer verdiği atlarının uçurumdan aşağı düştüğünü söyleyerek onun dikkatini dağıtır ve onu yakalar.
Kılıcını boynuna dayayıp iki şartla canını bağışlayacağını söyler: Birincisi Scáthach'e olan düşmanlığından vazgeçmesi, ikincisi ise çocuğunu doğurmasıdır. Aífe'yi hamile bırakan Cú Chulainn İskoçya'dan geri döner. Emer ile evlenmesine karşı çıkan Forgall'ın kalesini basıp 24 adamını öldürür ve Emer ile Forgall'ın hazinesini yanına alır. Forgall surlardan aşağı düşüp ölür. Conchobar tüm halkının evliliklerinde "ilk gece hakkı"na sahiptir. Cú Chulainn'in vereceği tepkiden korkar ama aynı zamanda bunu yapmazsa otoritesini kaybedeceğinden de korkar. Cathbad bir çözüm sunar:
Conchobar Emer'in yanında yatacaktır ama aralarında Cathbad olacaktır.
Sekiz yıl sonra Cú Chulainn'in Aífe'den olan oğlu Connla, babasını aramak için İrlanda'ya gelir ancak Cú Chulainn onu davetsiz misafir olarak görüp kimliğini açıklamayı reddettiğinde,
öldürür. Cú Chulainn İrlanda'nın dışında gezdiği yıllarda İskandinav prensesi Derbforgaill'i Fomorlara -kötü yürekli devler- kurban edilmekten kurtarır. Derbforgaill ona âşık olur.
O ve hizmetçisi Cú Chulainn'i aramak için kuğu şeklinde İrlanda'ya gelirler. Cú Chulainn kim olduğunu anlamayarak onu sapanıyla vurur. Sonrasında böğründeki taşı emerek çıkarıp onu kurtarır. Kanını tattığı için onunla evlenemez ve onu üvey oğlu Lugaid Riab nDerg'e verir. Lugaid İrlanda'nın yüce kralıdır. Ancak Lia Fáil (Kader Taşı)'in üzerinde dururken yüksek sesle konuşamaz. Bu yüzden Cú Chulainn kılıcıyla taşı ikiye ayırır.
Derbforgaill'in seksiliğini kıskanan Ulsterli kadınların onu yaralayıp öldürmesi sonucu Lugaid üzüntüden ölür.
Bunun üzerine Cú Chulainn 150 kadın içerideyken evlerini başlarına yıkıp onları öldürür. Cú Chulainn 17 yaşındayken Cooley'deki Sığır Baskını'nda -Cooley, İrlanda'daki bir yarımada- Ulster'i Connacht'ın ordusuna karşı tek başına savunur.
Medb, kahverengi boğa Donn Cúailnge'yi çalmak için bu saldırıyı başlatır. Ulsterli adamlar doğum sancısı çekmelerine yol açan bir lanetle etkisizleştirilirler. Medb'in ordusunu durdurmak Cú Chulainn'e kalır. Nehirlerin dar yerinde güçlü insanlarla aylarca teke tek dövüşerek bunu yapar. Bu dövüşler sırasında bir kadın yanına gelip bir kralın kızı olduğunu söyler ve ona açılır. Cú Chulainn kadının âşkını geri çevirir. Kadın Morrígan olduğunu söyleyip bunun intikamını almak için çeşitli hayvan şekillerine girerek ona saldırır. Morrígan'ı yenen Cú Chulainn, ağır dövüşler sonrasında ciddi şekilde yaralanır. O sırada Lugh gelip babası olduğunu söyler ve yaralarını iyileştirir. Cú Chulainn ayağa kalkıp Emain Macha'daki çocuk birliğinin Connacht'ın ordusuna saldırıp katledildiğini görür ve çılgın hâline bürünür. Orduya saldırıp yüzlerce kişiyi öldürür.
Sürgünde olan Fergus, Cú Chulainn ile görüşmeye gönderilir. Cú Chulainn, Fergus gelecek sefer bu iyiliğinin karşılığını verecekse, geri çekilmeyi kabul eder. Sonunda peşinden gelen en iyi arkadaşı ve üvey kardeşi Ferdiad ile üç gün süren zorlu bir dövüşe girer. Cú Chulainn toparlanırken Fergus'un ilerlediğini görene kadar harekete geçmez. Sözünü tutup ona karışmayan Fergus, birliğini alandan çeker. Connacht'ın diğer müttefikleri paniğe kapılırlar ve regl olan Medb geri çekilmek zorunda kalır. Fergus onu korusa da Cú Chulainn onları geçip Medb'e ulaşır. Kadınları öldürmeyi doğru bulmadığından dolayı Connacht'a dönerken Athlone'a kadar onu korur.
Medb, Cú Roí'nin oğlu Lugaid ve Cú Chulainn'in öldürdüğü kişilerin oğullarıyla bir olur. Cú Chulainn'in kaderi geas'ını -köpek eti yemesi yasaktı- ihlal ettiği için çizilir -İrlanda'da ikram edilen şeyi geri çevirmeye karşı güçlü bir tabu vardı, yaşlı bir kadın ona köpek eti ikram ettiğinde yemekten başka şansı yoktu-. Bu yüzden Cú Chulainn önündeki savaşlarda ruhsal olarak güçsüzleşir. Lugaid üç tane büyülü mızrak yaptırmıştır. Her birinin bir kral düşüreceği söylenir. İlkiyle Cú Chulainn'in at arabasını süren Láeg'i öldürür. İkincisiyle Cú Chulainn'in atı, atlar kralı Liath Macha'yı öldürür.
Üçüncüsüyle Cú Chulainn'i ölümcül şekilde yaralar. Cú Chulainn düşmanlarıyla savaşırken ayaklarının üzerinde ölmek için kendini bir dikili taşa bağlar -Bu taş Dundalk yakınlarında olan Clochafarmore'dur-. Ancak bir kuzgun omzuna konduğunda düşmanları öldüğüne inanırlar. Lugaid ona yaklaşıp kafasını keser ama Cú Chulainn'in etrafında "kahraman ışığı" yanar ve kılıcı elinden aşağı doğru hareket edip Lugaid'in elini keser.
Kılıcını tuttuğu sağ eli kesildikten sonra ışık kaybolur.
Ulster Döngüsü; İrlanda mitolojisindeki dört büyük döngüden birisidir. Şu anki doğu Ulster ve kuzey Leinster'de olan Ulaid'in kahramanlarının Orta Çağ mitleri ve destanlarıdır.
Aşil:
Yunan mitolojisindeki Truva Savaşı kahramanı ve Homeros'un İlyada Destanı'nın en büyük savaşçısıdır. Deniz Tanrıçası Thetis'in oğludur. Zeus Thetis'e öyle vurulur ki onunla evlenmek ister. Bir kâhinin Thetis'in bir ölümlüyle evlenmesi gerektiğini söylemesi üzerine vazgeçer -Çünkü Thetis'ten doğacak çocuk, Zeus'tan bile güçlü olacaktır, Zeus'a zarar verememesi için bu gereklidir-. Thetis, Aşil'i tehlikelerden korumak için Styx nehrine sokup çıkarır. Suyun büyüsüyle oğlunu her türlü saldırıdan korumak ister. Ancak topuğundan tuttuğu için sadece orası darbeye savunmasız hâlde kalır. Başka bir anlatıya göre Thetis, Tanrıların ölümsüzlük yemeğinde oğluna yağ sürüp ölümlü uzuvlarını yakmak için ateşin içine sokar. Aşil'in babası Peleus -Teselya'da bir bölge veya şehir olan Phthia'nın kralı- buna engel olur. Başka bir anlatıya göre Thetis, Peleus'tan olan çocuklarını gizli bir yerde yakar ama Aşil'i yakacakken Peleus, sadece ayağı yanmış hâlde onu kurtarır. Sonrasında da Kheiron'a emanet eder. Aşil, Kheiron tarafından eğitilir. Truva prensi ve Truva Savaşı'ndaki Truvalıların en büyük savaşçısı Hektor'u öldürür.
Truva Savaşı'na katılırsa öleceğini bilen Aşil -annesi Thetis geleceği görebilir- yüce bir komutan olarak hatırlanmak için geri adım atmadı. Truva'nın kralı Priam'ın oğlu ve Hektor'un kardeşi Paris okuyla Aşil'i topuğundan vurarak öldürür.
Kheiron:
Tüm sentorların en bilgesi ve adili denmektedir. Üvey babası Apollo -Okçuluğun/Müziğin/Dansın/Gerçeği/Kehanetin/İyileştirmenin/Hastalığın/Güneşin/Işığın/Şiirin Tanrısı-
tıp, müzik, avlanma, jimnastik ve kehanet konusunda eğitim vermiştir. Babası Kronos -Titan/Yunan mitolojisine göre kutsal varlıkların ikinci jenerasyon üyelerini kapsayan Tanrı ırkı-
ve annesi Okeanid -Titan Okeanos ve Tethys'in kızlarına verilen ad, doğa ruhlarıdırlar- Philyra'dır. Babası at şeklindeyken doğa ruhu annesini hamile bırakmıştır.
Doğunca annesi terk etmiştir ve Apollo tarafından bulunmuştur. Apollo'nun oğlu Asklepios, Aias, Aşil, Jason -Argonotların lideri-, Herkül gibi kahramanların hocalığını yapmıştır. Kronos'un oğlu olduğu için ölümsüzdü. Herkül, işlediği suçtan dolayı bir kayaya zincirlenip ölüme terk edilen Prometheus'un -Kilden insan yaratmasıyla tanınan, ateşi çalıp insanlara vererek Tanrılara karşı gelen Titan- hayatı karşılığında Kheiron'un ölümsüzlüğünü almak için Zeusla pazarlık yapar. Kheiron'a Herkül'e ait olan Hidra'nın kanını içeren ok saplanır. İyileştirme sanatında usta Kheiron kendini iyileştiremez. Kendi isteğiyle ölümsüzlüğünden vazgeçer. Zeus bu sebepten ötürü ona acır ve onurlandırmak için gökyüzündeki yıldızların arasına götürür.
Aias; Argonotlardan birisi olan ve Jason ile denize açılan Telamon'un oğludur. Büyük Aias da denir. Truva Savaşı'nda önemli işler başarmıştır. Truva prensi ve Truva Savaşı'ndaki Truvalıların en büyük savaşçısı Hektor ile savaşmıştır: Hektor'u mızrağıyla yaralayıp büyük bir taş yardımıyla yere serer ancak Hektor savaşmaya devam eder. Sonrasında Zeus gelip dövüşü berabere ilan eder.
Lugh; Genç savaşçı bir kahraman, kral ve kurtarıcı olarak tasvir edilir. Bazı kaynaklarda Fırtına Tanrısı veya Güneş Tanrısı olarak da yorumlanır.
Cú Roí; Munster'in kralıdır. İnsanüstü yetenekleri olan bir savaşçı ve büyü güçleriyle kılık değiştirme ustası olarak tasvir edilir. Cú Chulainn'e âşık olan Fir Fálgae (Muhtemelen Man Adası) kralının kızı Blathnát tarafından öldürülür.
Geas, zorunluluk veya yasak olsun, ant içmeye benzeyen bir tabudur. Geasa maruz kalan birisi geasını ihlal ederse, onuru iki paralık olacaktır hatta ölecektir. Diğer yandan geasa uymanın güç getireceğine inanılır.
Medb (Süvari)
Connacht'ın kraliçesidir. Eşi Ailill mac Máta'dır. Eşi kral olmadan önce birkaç eşi olmuştur. İradeli, hırslı, kurnaz ve seks manyağı bir kadındır.
Quetzalcoatl (Süvari)
Mezoamerikan (Orta ve Güney Amerika) kültüründe kelime anlamı "tüylü yılan" olan Rüzgâr/Hava/İrfan Tanrısı. Boynuna ehecailacocozcatl -spiral şekilli rüzgâr mücevheri- takardı. Azteklerdeki Venüs'ü simgeleyen İyilik Tanrısı Tlahuizcalpantecuhtli olarak görülür. Azteklere göre tüylü yılan, uçan bir sürüngendi. Yer ve gök arasında sınır koyan Tanrı'ydı. İnsan şekline bürünebiliyordu.
Mayaların Tanrısı Kukulkan olarak da görülür.
İshtar (Okçu)
Aşk/Güzellik/Seks/Arzu/Bereket/Savaş/Adalet Tanrıçası İshtar, Göklerin Kraliçesi olarak bilinir. Eanna Tapınağı'nın efendisidir.
Gılgamış (Okçu) ve Enkidu (Mızraklı)
Sümerler'in antik şehir devleti ve sağlam surlara sahip olan Uruk'un kralıydı. Antik Mezopotamya mitolojisinde büyük bir kahramandır.
Gılgamış'ın M.Ö. 2800 - 2500 yılları arasında hükümdarlık yaptığına inanılır. Ölümünden sonra ilahlaştırılmıştır. Gılgamış'ın annesi, bilge Tanrıça Ninsun; babası, aynı zamanda Uruk'un krallığını da yapmış bir ölümlü olan soylu Lugalbanda'dır. Güneş ve Adalet Tanrısı Utu ona güzellik, Fırtına Tanrısı Hadad ona cesaret, Su, Bilgelik ve Kötülük Tanrısı Enki ona öğrenme ve insanların en akıllısı olma yetisini vermiştir. Tanrıça annesi ve bahşedilen yetilere karşın Gılgamış bir insandır. Gılgamış'ın balta, ok, kılıç, hançer gibi çeşitli silahları vardır.
Gılgamış Destanı'ndan önemli bölümler:
Gılgamış korkusuz ve her istediğini yapan bir kralken halkının yakarışları sonrasında Tanrılar onunla eşit ölçüde güçlü ve
cesur olan Enkidu'yu yaratıp Gılgamış'a dünyada bulunması gereken yeri öğretmesini amaçladılar. Dünyaya gönderilen Enkidu başlangıçta bir hayvan gibi hareket ettiği için bir avcının avlanmasına engel oluyordu. Bunu duyan Gılgamış, Enkidu'ya insanlık öğretmesi için bir rahibe gönderdi. Rahibe bunu başardıktan sonra Enkidu ile şehre çıkageldi. Enkidu'yu gören halk, Gılgamış'a benzemesinden dolayı şaşkına döndüler. Gılgamış ile Enkidu birbirleriyle dövüştükten sonra yakın arkadaş oldular.
Gılgamış ülkesinin başına gelebilecek tüm kötülükleri defetmek için Sedir Ormanı'nın muhafızı dev Humbaba'yı öldürmeyi kafaya koydu.
Enkidu ne kadar onu vazgeçirmeye çalışsa da ölümünü bekleyeceğine adını dünyaya duyurmak istediğini söyledi. Sonrasında Uruk'un yalnız erkeklerini ve Enkidu'yu kendi rızalarıyla yanına alıp yola koyuldu. Güneş ve Adalet Tanrısı Utu'nun da yardımıyla devle savaşan Gılgamış ve Enkidu, Humbaba'nın kafasını kestiler. Gılgamış ve adamları ormandaki ağaçları kesip yanlarına alarak Uruk'a döndüler. Sonrasında Tanrıça İshtar Gılgamış'a âşık oldu ve onunla evlenmesini istedi. Gılgamış Tanrıça'ya geçmişteki sevdiği kişilere yaptıklarını hatırlatıp onun gibi biriyle evlenmeyeceğini söyledi. Bunun üzerine Tanrıça, Gılgamış'ın ona hakaretler savurduğunu söyleyerek babası Anu'dan Gök Boğası'nı istedi. Babasından istediğini alan İshtar, boğayı Uruk şehrinin surlarına doğru sürdü. Kükremesiyle yerde hendekler açan boğa, pek çok genci öldürdü. Sonunda Enkidu ile dövüşürken yardıma gelen Gılgamış'ın sapladığı kılıçla öldü. Olayın ardından gelip lanetler okuyan İshtar'a boğanın butunu fırlatan Enkidu ertesi gece gördüğü rüyayı kafaya takıp hastalandı -rüyasında Gılgamış mı yoksa kendisinin mi öleceği üzerine tartışan Tanrılar'ın kendisinde karar kırdıklarını görmüştü ve bunu Gılgamış'a anlattı-. Hastalığı gittikçe kötüye giden Enkidu, Gılgamış'a onu Tanrıça İshtar'ın lanetlediğini söyledi. Enkidu öldükten sonra Gılgamış yalnız hissetmeye başladı.
Başıboş bir şekilde ovada gezinen Gılgamış, arkadaşı gibi ölmek istemeyip Utnapiştim gibi ölümsüz olmak istedi. Sonrasında onu bulmak için yolculuğa çıktı. Vahşi yaratıkları öldürdüğü yolculuğunda Maşu Dağı'na vardı. Orada kapıyı koruyan akrep adam ve karısıyla karşılaştı. Akrep adama Utnapiştim'i bulmak isteme sebebini anlatıp onu ikna etti ve akrep adam geçmesine izin verdi. Maşu Dağı'nın tünelinde karanlıkta 58 km yürüyen Gılgamış,
tünelden çıkınca ağaçlarla dolu bir bahçeye geldi. Bahçeyi geçip deniz kıyısına ulaştı. Orada Siduri ile tanıştı. Siduri'nin ölümsüzlüğü unutup hayatın tadını çıkar tarzı verdiği öğütleri görmezden gelen Gılgamış, denizi aşıp nasıl Utnapiştim'e ulaşacağını sordu.
Siduri, tarih boyunca kimsenin deniz üzerinde yolculuk yapamadığını ama kayıkçı Urşanabi'nin ona yardım edebileceğini söyledi.
Gılgamış öfkeyle gidip kayığı güçlendiren taştan nesneleri yok etti. Taştan nesneler kayığın ölüm saçan sularda denizi geçmesini sağlıyordu. Bunun üzerine Urşanabi Gılgamış'tan 120 adet sırık kesmesini istedi. Yola koyulan ikili üç günde ölüm saçan sulara geldiler. Gılgamış bu sularda ellerinin ıslanmamasına dikkat ederken ilerlemek için sırıkları teker teker kullandı. Sonrasında gömleğini çıkarıp onu yelken gibi kullandı. En sonunda Utnapiştim'in bulunduğu yere vardılar. Utnapiştim; Rüzgâr, Hava, Yer ve Fırtına Tanrı'sı Enlil'in tüm canlıları yok etmek için gönderdiği tufandan
yaptığı gemi ile kurtulması sonucu Enlil onu ve karısını sırasıyla Tanrı ve Tanrıça yapmıştı. Utnapiştim bunu Gılgamış'a anlattıktan sonra sonsuza kadar yaşaması için bir Tanrı'nın gücüne sahip olması gerektiğini söyledi. Bunu kanıtlaması için yedi gece uyumaması gereken Gılgamış, uykusuna yenik düştü. Utnapiştim, uyandığında ona ölümsüzlük bahşedilmeyeceğini anlayan Gılgamış'a Tanrılar tarafından hançer, yay, balta ve kılıç kullanma yeteneğinin,
hiç kimsenin elinden kurtulamayacağı saldırılar yapma, kahramanlıkta rakipsiz olma, insanlar arasında üstün olma ve krallar kralı olma gücünün bahşedildiğini söyledi. Sonunda Uruk'a geri dönmeye karar veren Gılgamış, Utnapiştim'in ayrılmadan önce ona söylediği, onu yaşamın her günü genç ve güçlü kılacak bitkiyi bulmak için yola koyuldu. Bitkiyi alan Gılgamış ölüm saçan suları geçip Siduri'nin bulunduğu yere vardı. Bitkiyi elbiseleriyle birlikte toprağın üstüne koyup kendine gelmek için suya girdi. Suyun içindeki yılan bitkinin çekici kokusunu alıp bitkiyi ağzıyla tutttu ve suya daldı. Bunun farkına varan Gılgamış yıkıldı ama Uruk'a Urşanabi ile beraber geri döndü.
Edmond Dantès (İntikamcı)
Fransız yazar Alexandre Dumas'ın Monte Kristo Kontu romanındaki karakterdir. Zeki, dürüst ve sevgi dolu birisiyken, işlemediği bir suç yüzünden komploya maruz kalınca intikamcı bir kimliğe bürünür. Zengin biri olduktan sonra elinden tutanları ödüllendirmek, acı çektiği yıllara sebep olanları ise cezalandırmaya karar verir.
Monte Kristo Kontu ve Denizci Sinbad olarak da anılır.
Aya Yorgi (Süvari)
Roma İmparatoru Diocletianus'un Muhafız Kıtası'nın üyelerindendi. En saygı duyulan azizlerdendir. Haçlı Seferleri'nden itibaren savaşçı aziz olarak kendisine saygı gösterilmiştir. Kurbanlar talep eden ejderhayı öldürdüğü anlatılan destanla ölümsüzleştirilmiştir.
Marta (Süvari)
Luka ve Yuhanna'da adı geçer. Meryem ve Lazarus, kardeşidir. Kudüs'e yakın olan Beytanya adlı köyde yaşıyordu. İsa'nın kardeşi Lazarus'u diriltişine tanıklık etmiştir. Marta'nın Tarascon'da tehdit oluşturan büyük bir ejderhayı yendiği söylenir. Öküzden daha büyük, attan uzun, kılıç kadar keskin dişleri, aslan gibi başı, yılan gibi kuyruğu ve başının iki tarafında da boynuzu olan ejderhanın üzerine kutsal su serpmiştir. Ejderhayı evcilleştirmeyi başarmıştır.
Erik (Suikastçı)
Fransız gazeteci ve polisiye yazarı Gaston Leroux'un yazdığı Operadaki Hayalet romanındaki başkarakterdir. Erik; Fransa, Rusya, İran ve Kuzey Vietnam gibi birçok ülkeyi gezip çeşit çeşit sanat ve bilim öğrenmiştir. Erik'in burnu yoktur, gözleri içe göçüktür. Altın sarısı gözleri karanlıkta parlar. Birkaç tel kahverengi saçı,
kulaklarına ve alnına gelir. Çok zayıftır -iskelet gibi-.
Lü Bu Fengxian (Vahşi Savaşçı)
Çin İmparatorluğu'nun Han Hanedanlığı'nın son zamanlarında yaşamış komutan ve savaş lorduydu. Astı olduğu Ding Yuan'a ihanet edip öldürdü ve Dong Zhuo'nun tarafına geçti.
Dong Zhuo 190'ların başında Han Merkezî Hükûmeti'ni yöneten savaş lorduydu. 192'de Dong Zhuo'ya karşı çıkıp Wang Yun ve Shisun Rui'nin teşvikleri sonucunda kendisini öldürmüştür.
192'den 195'in ortalarına kadar Çin'in merkezini ve kuzeyini dolaşmıştır. Bu sürede Yuan Shu, Yuan Shao ve Zhang Yang gibi savaş lortlarına sığınmaya çalışmıştır. 194'te Yan Bölgesi'nin yönetimini savaş lordu Cao Cao'nun elinden almıştır -Cao iki yıl sonra geri almıştır-. Daha önce ittifak yaptığı Yuan Shu kendini imparator ilan edince bağlarını koparmıştır. 198'de tekrar Yuan Shu'nun yanında yer almıştır. 199'da Xiapi Savaşı'nda Cao ve Liu'nun güçlerine kaybedip esir düşmüştür. Cao'nun emriyle infaz edilmiştir.
Zhuge Liang (Büyücü)
Siyasetçi, askerî stratejist, yazar, mühendis ve mucittir. Üç İmparatorluk Dönemi'nde Shu Han Devleti'nin şansölyesi ve vekiliydi. Döneminin en başarılı stratejisti olarak görülür. Lakabı Uyuyan Ejder'dir.
Thomas Alva Edison (Büyücü)
Amerikan mucit ve iş adamıdır. Amerika'nın en büyük mucidi olarak görülür. Elektrik üretimi, kitle iletişimi, ses kaydetme, sinema alanında pek çok cihazı geliştirmiştir. Ampulü bulması endüstri dünyasında büyük etki yaratmıştır. Tesla, bir süre şirketinde çalışmıştır.
Helena Petrovna Blavatsky (Büyücü)
Madam Blavatsky olarak da bilinir. Okültizme inanan, Rus filozof ve Teozofi Derneği'nin ortağı yazar. Teozofinin kuramcısı olarak uluslararası takipçi kazanmıştır.
1849'da bir dizi dünya turuna çıktığını -Avrupa, Amerika, Hindistan- ve bu sırada Kadim İlmin Üstatları olan insanlarla karşılaştığını iddia etmiştir. Bu insanlar kendisini Tibet'teki Xigazê'ye yollayıp din, felsefe ve bilim anlayışını geliştirmişlerdir.
Okültizm; Özellikle ruhlar dünyasıyla ve evrenin bilinmeyen güçleriyle ilgili bilgi dünyasına dayalı çeşitli kuramlar, uygulamalar ve ayinler için kullanılan genel ad.
Teozofi; Tanrıya ermişliği ülkü edinen sihir ve büyücülükle karışmış gizemciliktir.
Hans Christian Andersen (Büyücü)
Genelde H. C. Andersen denilen Danimarkalı yazardır. Oyun, roman, seyahatname yazarı ve şair olmasına rağmen masallarıyla hatırlanır.
Masalları 156 hikâye içerir. 125'ten fazla dilde çevirisi yapılmıştır. İmparatorun Yeni Elbiseleri, Küçük Deniz Kızı, Bülbül, Kurşun Asker, Kırmızı Ayakkabılar, Prenses ve Bezelye Tanesi, Karlar Kraliçesi, Çirkin Ördek Yavrusu, Kibritçi Kız ve Parmak Kız en bilinen masallarıdır.
Frankenstein (Vahşi Savaşçı)
Genç bilim insanı Victor Frankenstein tarafından yaratılan akıllı yaratık. İnsanlar dış görünüşünden dolayı ondan korkup nefret ederler. Bunun üzerine kendisi de insanlardan korkup saklanmaya başlar. Yaratıcısı onu bırakıp kaçar. Geri döndüğünde ise yerinde bulamaz.
Kaçan Frankenstein, dinleyerek konuşmayı, ormandaki kayıp kitaplardan okumayı öğrenir. Victor'u bulup kendisi gibi kadın bir yaratık yaratmasını yoksa tüm sevdiklerini öldüreceğini söyler. Victor ilk başta bu işe girişse de sonrasında vazgeçer. Onu takip eden yaratık yine tehditler savurur. Victor'un vazgeçme amacı, yaratığın kötü olduğunu düşünmesi ve yaratacağı kadın yaratığın da öyle olacağına kanaat getirmesidir -Başlarda yaratık insanlarla
iyi geçinmeye, arkadaş olmaya çalışsa da insanların tepkileri üzerine onlardan uzak durmaya başlar-. Yaratık sonrasında Victor'un evleneceği kişiyi boğarak öldürür. İntikam peşinde koşan Victor Kuzey Kutbu'na kadar gider ama vücut ısısı çok düşünce vazgeçer.
Victor, yarattığı şeye 'yaratık', 'canavar', 'şeytan', 'iblis', 'o' demiştir. Yaratık Frankenstein adını halk arasında almıştır.
Minamoto no Yoshitsune (Süvari) ve
Saitou Musashibou Benkei (Mızraklı)
Heian'ın sonları ve Kamakura Dönemi'nin başlarında Minamoto klanının komutanlığını yapmıştır. Taira ve Minamoto klanları arasındaki Genpei Savaşı'nda üvey kardeşi Yoritomo'nun gücünü sağlamlaştırmasına yardımcı olup Taira klanının İse-Heishi kolunu yıkan muharebelere önderlik etmiştir. Çağının en iyi ve gözde savaşçılarından biriydi. Japon tarihinin en meşhur samuraylarındandır. Çocukken adı Ushiwakamaru'ymuş. Savaşçı keşiş Benkei'yi yenmiştir.
Benkei, bir süre keşişlik yaptıktan sonra Yamabushi -Dağda inzivaya çekilen kişi- olarak takılmıştır. En son olarak alçak bir savaşçıya dönüşmüştür. Benkei, Yoshitsune'ye yenildikten sonra hizmetkârı olmuştur. Benkei'nin yedi silahı vardır -Kılıcı, baltası (masakari), tırmığı (kumade), orağı (nagigama), ahşap tokmağı (hizuchi), testeresi (nokogiri), demir sopası (tetsubou)-.
Yoshitsune savaştaki başarısından dolayı İyo'nun Vali'si olarak atanmış ve imparator Go-Shirakawa tarafından başka unvanlarla ödüllendirilmiştir. Ancak üvey kardeşi Yoritomo unvanlara karşı çıkıp hükümsüz kılar. Yoshitsune bu olaydan sonra amcası Minamoto no Yukiie ile Yoritomo'ya karşı imparatorun otoritesini korudu. Yoritomo'nun gazabına uğrayıp Kyoto'ya kaçtı. Sadık kadını Shizuka Gozen hamileyken kaçış sırasında arkada kalıp Yoritomo'nun eline düşer. Yoshitsune Hiraizumi'ye gider. Oradan Mutsu'ya geçer. Tekrar Fujiwara no Hidehira'nın korumasına girip huzurlu şekilde yaşamaya başlar. Hidehira'nın oğlu Fujiwara no Yasuhira babasının ölümü üzerine, babasının arzularına saygı gösterip Yoshitsune'yi korumaya devam edeceğine dair yemin eder. Ancak Yoritomo'nun baskılarına dayanamayıp Yoshitsune'ye ihanet eder. Koromo Nehri Savaşı'nda hizmetkârı Benkei efendisini savunur. Onca askere karşı koyan Benkei ayakta ölür. Yoshitsune ise seppuku yapar.
Kamakura Dönemi; Japonya'da feodalizmin, savaşçıların ve samurayların ortaya çıktığı 1185 - 1333 yılları arasındaki dönem.
Heian Dönemi; Budizm, Taoizm gibi Çin'in ülke üzerindeki etkilerinin revaçta olduğu 794 - 1185 yılları arasındaki dönem.
Minamoto no Yoritomo; Kamakura Şogunluğu'nun ilk şogunudur. Yoshitsune'nin üvey kardeşidir.
Shizuka Gozen; Leydi Gozen de denir. Japon tarihinin en meşhur kadınlarındandır. Kendisi shirabyoushiydi
-İmparatorlukta geleneksel Japon dansı yapan kadın dansçılar, erkek gibi giyinerek dans ederler-. Minamoto no Yoshitsune'nin kadınıydı. Kaçarken Yoritomo'nun eline düştükten sonra doğacak çocuğu kız olursa huzurlu şekilde yaşayacağı ama oğlan doğarsa öldürüleceği söylenir. 19 yaşındayken oğlu olur. Sonrasında Kyoto'ya döndüğü ve bir süre sonra da öldürüldüğü söylenir.
Mata Hari (Suikastçı)
Gerçek adı Margaretha Geertruida Zelle'dir. Sahnedeki adı Mata Hari'yle bilinir. 1. Dünya Savaşı'nda Almanya'ya casusluk yapmakla suçlanan striptizci ve eskorttur. Çoğu kişi Fransız ordusunun bir günah keçisine ihtiyacı olduğundan kendisini masum bulmaktadır. İdam mangasıyla infaz edilmiştir.
1. Leonidas (Mızraklı)
Sparta'nın savaşçı kralı. İkinci Pers Saldırısı'nın seçkin askerlerindendir. Termopylae Muharebesi'nde Yunan güçlerinin başında son direnişi göstermiştir. Buradaki direnişiyle
300 Spartalının lideri olarak anılmaya başlanmıştır.
Beowulf (Vahşi Savaşçı)
Epik şiirde yer alan, Sigmund ile bir tutulan kahramandır. Geat kralını dehşete düşüren, insan yapımı silahların zarar veremediği canavar Grendel'in kolunu koparmıştır. Ertesi gece Grendel'in intikamını almaya gelen annesini de öldürmüştür. 50 yıl Geat'a hükümdarlık yapmıştır. Hırsızın tekinin hazinesindeki altın kupayı çalmasından ötürü dehşet saçan ejderhayı öldürmüştür. O dövüş sırasında ölümcül yara alıp kendisi de ölmüştür.
Ereshkigal
Sümerlerde ölüler/yer altı diyarı Kur'un Tanrıçası. Sami mitlerinde kocası Tanrı Nergal ile beraber İrkalla'ya -Babil'in yer altı- hükmettiği anlatılır. Tapınağı Kutha'dadır. İshtar'ın ablası olduğu söylenir. Tamamen zıt karakterlerdir. İshtar Göklerin, Ereshkigal ise İrkalla'nın kraliçesidir.
İbaraki Douji:
Heian Dönemi'ndeki masallarda geçen onidir. Kyoto'yu kasıp kavurmuştur. Shuten Douji'nin en önemli adamıdır. Ağzında dişlerle doğduğundan dev olabileceği yönünde korkulmuştur.
Shuten ile tanıştıktan sonra birlikte başkenti hedef almışlardır. Başkentteki ailelerin kızlarını kaçırmışlar, sağa sola saldırmışlardır.
Minamoto no Yorimitsu ve dört hizmetkârı tarafından yok edilmişlerdir. Ancak İbaraki kaçmayı başarmıştır.
Oni; Youkai türüdür. Genelde keskin pençeleri olan, devi andıran yaratık şeklinde tasvir edilir. Kafasında iki uzun boynuz vardır.
Youkai; Japon halk biliminde doğaüstü canavar türüdür.
Shuten Douji:
Japonya'nın efsanevi onisidir. Minamoto no Raikou tarafından kafası kesilmesine rağmen onu ısırmayı başarmıştır. Raikou giydiği miğferler sayesinde ölmemiştir. Zamanında İbaraki ile Kyoto'nun kuzeybatısındaki Ooe Dağı'nda yaşadığı söylenir.
Minamoto no Raikou:
Minamoto no Yorimitsu olarak da bilinir. Fujiwara Klanı'na kardeşi Yorinobu ile beraber naip olarak hizmet etmişlerdir. Sadakati sayesinde İzu, Kozuke gibi illerin yönetimlerinde bulunmuştur. İmparatorluk muhafızlarının komutanlığını yapmıştır. Shuten Douji, Kintarou ve Tsuchigumo efsanelerinde yer alır. Shitennou'nun başıdır.
Kintarou (Vahşi Savaşçı)
İnsanüstü güce sahip olan Kintarou, Ashigara Dağı'nda bir yamanba tarafından yetiştirilmiştir. Dağdaki hayvanlarla arası çok iyidir.
Ooe Dağı'nın etrafında terör estiren Shuten Douji yakalandıktan sonra Minamoto no Raikou'nun sadık adamlarından biri olmuştur. Sonrasında Sakata Kintoki ismini almıştır.
Kimi yerlerde hayvan dilinden anladığı söylenir. Canavarlarla ve onilerle savaşmıştır. Kintoki, Raikou'nun adamı olduktan sonra
dövüş sanatları üzerinde çalışıp Shitennou'da yer almıştır.
Yamanba; Yaşlı kadına benzeyen youkaidır. Dağ cadısı da denir.
Tsuchigumo; Oni suratına, kaplan bedenine, örümcek kol ve bacaklarına sahip youkaidır. Raikou'nun birini öldürdüğü söylenir.
Shitennou; Dört İlahi Muhafız anlamına gelir. Raikou'nun Shitennou'sunda Sakata Kintoki, Urabe no Suetake, Usui Sadamitsu ve Watanabe no Tsuna vardır.
Fuuma Kotarou (Suikastçı)
Kotarou, ninja klanı Fuuma'nın beşinci ve en iyi lideridir. Sengoku Dönemi'nin en güçlü savaşçı klanlarından birisi olan Go-Houjou klanının dördüncü lideri ve Odawara feodal lordu Houjou Ujimasa ile son lideri ve dönemin sonlarındaki feodal lordu Houjou Ujinao'ya hizmet etmiştir. 1580 yılında Fuuma ninjaları gizlice içeri sızıp Takeda Katsuyori liderliğindeki onurlu eylemleriyle bilinen Takeda klanına saldırır ve kaosa yol açar. Saldırı sırasında kafaları karışan klan üyeleri birbirlerini öldürür. En önde gelen feodal lort, savaşçı,
komutan, samuray ve siyasetçi Toyotomi Hideyoshi, -Japonya'nın "ikinci büyük birleştiricisi"- Odawara Kalesi'ni kuşatır ve Houjou klanı sonunda teslim olmak zorunda kalır.
Tokugawa Şogunluğu başa geçtiğinde, Fuuma klanının geride kalan üyeleri haydutluk yapacak kadar düşerler. Tokugawa Şogunluğu'nun ilk şogunu Tokugawa İeyasu'nun hayatını kurtarmış, Sengoku Dönemi'nin meşhur samuraylarından ve Tokugawa İeyasu'nun birleşik Japonya'nın hükümdarı olmasını sağlamış Oni Hanzou olarak bilinen Hattori Hanzou'nun, 1596 yılındaki ölümünde Kotarou'nun parmağı olduğu söylenir. 1603 yılında İeyasu'nun emriyle kafası kesilir.
Sengoku Dönemi; 1467 - 1600 yılları arasındaki iç savaş dönemi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder