Gordios
Efsanevi Gordion düğümünü atan ve dokunduğu her şeyi altına dönüştüren efsanevi kral Midas'ın babasıdır. Aynı zamanda Frigya'nın başkenti Gordion'un kurucusudur. Bir kartal kağnının üzerine konunca bunu bir gün kral olacağının işareti olarak yorumlamıştır. Kartal, Gordios kağnıyı daha doğudaki Frigya'da bulunan -daha sonrasında Galatya'nın bir parçası olacak- kült merkezi Telmissus'taki Sabazios'un kâhinine doğru sürerken yerinden kımıldamamıştır.
Gordios, şehrin kapılarında Zeus/Sabazios'a kurbanlar sunmasını öğütleyen bir kâhinle karşılaşmıştır. Bu arada Frigyalılar bir anda kendilerini krallarının olmadığı, kâhine danıştıkları bir durumun içinde buldular. Onlara kağnısıyla tapınağın tepesine çıkan ilk kişinin kral ilan edileceği söylendi. Bunu başaran kişi Gordios oldu. Sonrasında Gordion'u kurup Frigya'nın başkenti ilan etti. Gordios'un attığı Gordion düğümünü çözebilecek kişinin Asya'nın efendisi olacağı söylenmiştir. İskender bunun yerine kılıcıyla düğümü ortadan ikiye ayırmıştır.
Dipnot:
Sabazios, Frigyalıların ve Trakyalıların Gök Tanrısı'dır ve bir süvaridir. Her ne kadar Yunanlar, Sabazios'u hem Zeus hem de Dionysos olarak yorumlasalar da onun tasviri Roma dönemlerinde bile hep at sırtında, göçebe bir süvari olarak gösteriliyor.
Zeus
Antik Yunan'da Gök ve Yıldırım Tanrısı'dır. Olimpos Dağı'ndaki Tanrıların kralıdır. İstediği her şeyin şekline bürünebilirdi. En yüce Tanrı olmasına karşın neredeyse insan nitelikleri taşıdığına ve kadınlara düşkün olduğuna inanılırdı. Zeus eşitlikçi bir yaklaşımı benimseyip dünya üzerindeki egemenliği erkek kardeşleri Poseidon ve Hades ile eşit olarak paylaşmıştır. Kura sonucu Poseidon denizlerin, Hades yer altı dünyasının ve Zeus gökyüzünün hükümdarı olur. Zeus'un kadere ilişkin gücünün ve bilgisinin en canlı göstergelerinden birisi tahtının yanında durduğu söylenen iki kader testisidir. İnsanlığın başına gelebilecek her türlü şeyi barındırdığına inanılan testilerin birinde şanslı şeyler diğerinde sıkıntılar vardır.
İskender (Süvari)
Milattan önce 356 - 323 yılları arasında yaşayan Makedonya kralı olan İskender, 20 yaşında tahta çıkmıştır. Tarihteki en meşhur filozoflardan birisi olan Aristoteles hocasıydı. Hükümdarlık yıllarını eşi benzeri görülmemiş askerî seferlerle geçirmiştir. Bu seferler Asya ve Afrika'nın kuzeydoğusuna yapılmıştır.
İlk büyük savaşını Biga Çayı'nda Perslere karşı yaptı. Burada neredeyse ölüyordu. Büyük bir savaşın ardından İskender'in ordusu zafer kazandı. Sonrasında 3. Darius'u İssos Savaşı'nda bozguna uğrattı. Ardından Pers'in de kralı oldu. Hindukuş Dağları'ndan Antik Hindistan'a geçen İskender, burada seferlerinin en kanlısını gerçekleştirecekti. Burada kral Porus'a karşı savaşan İskender'in ordusu, karşı taraftaki fillere rağmen zafer kazandı ama bu pahalıya mal oldu.
Ordusunu Beas Nehri'nden karşıya geçirmek isteyen İskender, yurt özlemi çeken askerlerinin bunu reddetmesi üzerine geri döndü. Otuzlu yaşlarında antik dünyanın en büyük imparatorluklarından birisini yaratmıştır. İmparatorluğu Yunanistan'dan Hindistan'ın kuzeybatısına kadar uzanıyordu.
Savaşlarda yenilmezdi ve tarihteki en başarılı komutanlardan birisi olarak görülür. Bu özelliklerinden dolayı kendisine Büyük İskender de denir.
Dünyanın ve büyük dış denizin sonuna ulaşmaya çalışıyordu. 33 yaşında Babil'de ölmüştür.
Sağlam içtiği söylenen İskender'in ölümüne bunun yol açtığına dair teoriler vardır. Ölümünden sonra imparatorluğu iç savaşla yıkılmıştır.
Cthulhu Fhtagn
"Ph’nglui mglw’nafh Cthulhu R’lyeh wgah-nagl fhtagn" sözünün kısaltılmış hâlidir. Anlamı "Ölü Cthulhu R'lyeh'deki evinde düş görerek bekliyor"dur. Cthulhu, eski korku yazarı Howard Phillips Lovecraft'in yarattığı Yüce Eskiler'den birisidir. Devasa boyutları ve ima ettiği dehşet ilk akla gelen özellikleridir.
Gilles de Rais (Büyücü)
1405 - 1440 tarihleri arasında yaşamış olan bir şövalyedir ve Jeanne d'Arc'ın silah arkadaşıdır. Fransa'daki en eski ve soylu ailelerden birisi olan Montmorency ailesinin bir mensubudur. Bu yüzden Gilles Montmorency-Laval olarak da bilinir. Annesini ve babasını erken yaşta kaybettiği için kendisine büyükbabası Jean de Crao bakmıştır.
Çocukluğunu ve gençliğini ağırlıklı olarak erkeklerin bulunduğu ortamlarda geçirmiştir. İlk cinsel deneyimini erkek kuzeniyle yaşamıştır. 16 yaşına geldiğinde zengin bir kadın olan Catherine de Thouars ile evlenen Gilles kısa süre sonra orduya katılmıştır. 1427'den 1435'e kadar kraliyet ordusunda komutan olarak görev yaptı. Jeanne d'Arc ile beraber Yüzyıl Savaşları'nda İngiltere'ye ve Burgonyalı müttefiklerine karşı savaşmıştır. Burada 7. Charles tarafından kutsanarak mareşal rütbesine yükseltilmiştir.
Savaşmaktan iyice yorulan Gilles, Jeanne d'Arc'ın idam edilmesinin ardından 1434-35'te ordudan emekli olup zevke düşkünlüğü yüzünden etrafa para saçmıştır. Parasını kendi derlemesi olan abartılı bir oyunu sahneleyerek bitirmiştir. O sıralar eski servetini ona kazandıracağı sözünü veren Antonio François Prelati ile tanıştı. Büyü ile ilgilenmeye başladı. Şeytanın da yardımıyla metali altına dönüştürmeye çalıştı. Prelati'nin de cesaretlendirmesiyle şeytanın dikkatini çekebilmek için ilk cinayetini işledi. Hizmetkârlarının kaçırdığı çocuklara türlü türlü işkenceler yapıp onları öldürdü.
Yaşları 6 ila 18 arasında değişen erkek çocuklara -mecbur kalmadıkça kız çocuklarını öldürmüyordu- diri ya da ölü olarak tecavüz edip bedenlerinden ayırdığı başlarını günlerce sevip okşarmış. Ölen çocukları nekrofil (ölüsevici) olan Prelati'ye veriyormuş. 1440'da karısının olanlardan şüphelenmesi üzerine gerçekler ortaya çıkmış.
1440 yılında Papaz Jean de Ferron ile şiddetli şekilde tartışan Gilles de Rais, onu kaçırıp hapsettirdikten sonra kiliseyi karşısına aldı. Bu nedenle de şatoya gelen okçular tarafından tutuklandı. Şatoda bulunan insan kemikleri ve diğer delillerle pek çok farklı suçtan yargılanan soylu, ilk başta suçlamaları reddetse de daha sonra her şeyi itiraf etmeyi kabul etmiş. Yüzlerce çocuğu öldürdüğünü söyleyen cani, 27 Ekim 1440’da iki yardımcısıyla birlikte idam edildi -önce asılıp sonra yakıldılar-.
1697'de Charles Perrault tarafından yazılan "Mavi Sakal" masalının Gilles'ten ilham alındığına inanılıyor.
Dipnot:
Bazı kaynaklarda Gilles de Rais'in itiraflarının işkence altında yaptırıldığı öne sürülmektedir. Bazılarına göre Gilles, Engizisyon tarafından kurban edilmiştir. Ayrıca mareşalin ölümünden sonra bütün topraklarını ele geçiren Breton Dükü'nün de olayda parmağı olduğu düşünülmektedir.
Mavi Sakal Masalı:
Mavi Sakal, birçok insanın kendisinden çirkin ve korkunç mavi sakalı yüzünden korktuğu zengin bir soyludur. Üç kere evlenmiştir ancak kimse evlendiği kadınlara ne olduğunu bilmemektedir ve bu yüzden bölgede yaşayan bütün kızlar ondan kaçarlar. Bir gün komşularından birini ziyaret eder ve kızlarından biriyle evlenmek istediğini bildirir. Kız kardeşler evlenmesi için birbirlerini öne sürerler ve sonunda Mavi Sakal ile evlenmek en küçük kardeşin üzerine kalır. Bir süre sonra Mavi Sakal bir yolculuğa çıkacağını bildirir. Karısına şatodaki bütün kapıların anahtarlarını vererek yola çıkar.
Bu anahtarlar arasında karısını girmemesi konusunda kesinlikle uyardığı küçük bir odanın anahtarı da vardır. Küçük kız, kız kardeşini, arkadaşlarını ve kuzenlerini davet edip şatoda parti verir. Parti sırasında odalara bakmaya başlar. Yasak odada gördükleri onu dehşete düşürür. Yerler kanla kaplıdır ve duvarlarda Mavi Sakal'ın önceki eşlerinin cesetleri asılıdır. Üstelik küçük anahtara da yerdeki kan bulaşmıştır. Anahtarın üzerindeki kan lekesi anahtar büyülü olduğu için ne kadar uğraşsa da çıkmaz.
Şatoya dönen Mavi Sakal daha eşini görür görmez durumu anlar ve onu hemen öldürmeyi düşünür. Partidekiler ise hemen evlerine dönerler ve hiç kimseye olanlardan bahsetmezler. Mavi Sakal tam kızı öldüreceği sırada küçük kız kardeşin kız kardeşi ve erkek kardeşleri gelip Mavi Sakal'ı arkasından vurarak öldürür.
Jeanne d'Arc
1412 - 1431 yılları arasında yaşamış olan Fransız azize. Lakabı Orléans'ın Bakiresi'dir. Yüzyıl Savaşları'nda oynadığı rolle kahraman olarak görülür. Orléans Kuşatması'na katılıp İngilizlere karşı savaştı. Elde ettiği zaferler sonrasında Compiégne'de Burgonyalı hizip -İngiltere ile müttefik olan Fransız soylular- tarafından yakalandı. Sonrasında İngiltere'ye teslim edildi. İngiltere'den taraf olan piskopos Pierre Cauchon tarafından yargılandı. Cauchon'un onun suçlu olduğunu bildirmesinin ardından yakılarak öldürülmüştür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder